• Site Yönetimi
  • İletişim
  • Kütüphane / Shop
  • Video Galeri
  • Kırmancki/Zazaki
  • Kırdaski/Kurmanci
  • Deutsch
  • Français
  • Englisch
  • Üyelik Formu
  • Site Yönetimi
  • İletişim
  • Kütüphane / Shop
  • Video Galeri
  • Kırmancki/Zazaki
  • Kırdaski/Kurmanci
  • Deutsch
  • Français
  • Englisch
  • Üyelik Formu
TR TR
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Dersim Meclisi
    • Program Tartışmaları
  • Dersim
    • Basında Dersim
      • Dış basında Dersim
      • İç basında Dersim
    • Dersim Tarihi
    • Dil/Kültür
    • Inanç
  • Röportaj
  • Bildirge
  • Yayın İlkelerimiz
  • Bağış
  • Zazaca Dil Dersleri
Menü
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Dersim Meclisi
    • Program Tartışmaları
  • Dersim
    • Basında Dersim
      • Dış basında Dersim
      • İç basında Dersim
    • Dersim Tarihi
    • Dil/Kültür
    • Inanç
  • Röportaj
  • Bildirge
  • Yayın İlkelerimiz
  • Bağış
  • Zazaca Dil Dersleri
loading...
SON HABERLER
  • Sürü Psikolojisi ve İnsanın Yaşam Hakkı’na dair
  • Kamuoyuna
  • Zaman Tünelinde Hayat Tüketmek
  • DERSİMLİ GENÇ YAZARLARA VASİYETİM – Celal Yıldız
  • MAZLUM DÊSİM HALKININ VİCDANI VE ADALET DUYGUSUNA!
  • Dersim Halkına ve Dünya Kamuoyuna
  • Peki Biz Ne Yaptık? – Nurcan Duman
  • AABF’nun NRW Eyaletinde „Kamu Tüzel Kişiliğe Sahip Kurum“ Olarak Kabul Edilmesini Selamlıyoruz!
  • Kızılbaş-Alevilerde ‘Rıza Şehri’ ve Hakikatçılar – İlyas Yer
  • 15 KASIM 1937 – SIMA MA VİRİ DERÊ!
İsyan Yalanı ve Mitsel Yaklaşım

İsyan Yalanı ve Mitsel Yaklaşım

4ê Gulane Roca Xoviriardena Tertelê ‘38i 4 Mayıs Dersim ’38 Soykırımı Anması İsyan Yalanı ve Mitsel Yaklaşım...

Baraj Yapımı Planları Türkiye’nin Alevi Azınlığının Yaşam Tarzını Tehdit Ediyor

Baraj Yapımı Planları Türkiye’nin Alevi Azınlığının Yaşam Tarzını Tehdit Ediyor

27 Nisan 2018 tarihinde uluslarararası haber ajansı Reuters’da Fariba Nawa imzasıyla yayınlanan;  Dersim’...

Munzur Vadisi'nde acele kamulaştırmaya Tunceli Barosu'ndan tepki...

Munzur Vadisi’nde acele kamulaştırmaya Tunceli Barosu’ndan tepki…

Tunceli Barosu Başkanı Barış Yıldırım, Bakanlar Kurulu kararı ile Munzur Vadisi‘nde yapımı kararlaştırıl...

İsyan Yalanı ve Mitsel Yaklaşım

Yazar: Hasan DursunTarih: Mayıs 02, 2019Kategori: Basında Dersim, Gündem, YazarlarYorum YokOkunma: 966 Views
İsyan Yalanı ve Mitsel Yaklaşım

4ê Gulane Roca Xoviriardena Tertelê ‘38i

4 Mayıs Dersim ’38 Soykırımı Anması

İsyan Yalanı ve Mitsel Yaklaşım

 

Devletin 1937-38 yıllarında Dersim ve Dersimlilere uyguladığı zulüm, yapılan o kadar çalışmalara, ortaya konan tüm belgelere rağmen hala kimi Kürt ve sol çevreler tarafından isyan olarak adlandırılıp yansıtılmakta. Oysa bu çevereler de biliyor ki Dersimliler bu zulmü “Tertele/Soykırım” olarak ifade etmişler.

Ne amaçla olduğu bir yana T.C. devletinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dahi katliam olarak ifade etttiği bu zulüm, Wikipedia’nın “https://de.wikipedia.org/wiki/Dersim-Aufstand” linkinde olduğu gibi “Türkiye’deki son Kürt İsyanı (der letzte große Kurdenaufstand)” olarak işlenmiş.

Sayfayı hazırlayanlar, aşağıda görüleceği gibi her şeye rağmen bunu yapmışlar. Çünkü kendilerinin faydalandığı yazıların (linlklerin) çoğunda katliam (Massacare), soykırım (jenosid) denmesine rağmen „Dersim İsyanı“ olarak başlık atmışlar.

Hans-Lukas Kieser: „Dersim Massacre, 1937-1938“, Online Encyclopedia of Mass Violence

Mustafa Akyol: „How Turkey massacred the Kurds of Dersim“, Hürriyet, 17. November 2009

İsmail Beşikçi: Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jenosidi. Istanbul 1990

http://dersim-tertele.com/index.php/de/ Website der Dersimer Gemeinden in Deutschland welche ein 1937-1938 Dersim Oral History Project unterstützten.

 

Yazılanlar eskiden kalmadır da denemez. Çünkü sayfa 21.03.2019 tarihinde yenilenmiş (Diese Seite wurde zuletzt am 21. März 2019 um 19:49 Uhr bearbeitet).

Bu söylemlerde bulunanlar, bu türden bilgi kirliliği yaratanlar devletin “isyan ettiler, devlet de isyanı bastırdı” yalanına hizmet ettiklerini bilmiyorlar mı?

Silahlarının önemli bir bölümünü devlete teslim eden bir toplum nasıl isyan edebilir?

Sanırım bu bilgi kirliliğinin iki nedeni var.

Biri TKP’nin önemli isimlerinden İsmail Bilen 1937 Temmuz’unda Komintern’e yazdığı Dersim Raporu, ötekisi ise ideolojilerine zemin hazırlamak için kullandıkları mitsel yaklaşım.

Sey Rıza’nın dediği gibi, “ayıptır, günahtır…”.

 

01.05.2019

 

 

Paylaş
Tweetle
Paylaş
Paylaş

Baraj Yapımı Planları Türkiye’nin Alevi Azınlığının Yaşam Tarzını Tehdit Ediyor

Yazar: adminTarih: Mayıs 03, 2018Kategori: Dış basında Dersim, GündemYorum YokOkunma: 1.710 Views
Baraj Yapımı Planları Türkiye’nin Alevi Azınlığının Yaşam Tarzını Tehdit Ediyor

27 Nisan 2018 tarihinde uluslarararası haber ajansı Reuters’da Fariba Nawa imzasıyla yayınlanan;  Dersim’de inşa edilen barajları konu edinen ve bu konuda yıllardır hukuk mücadelesi veren Avukat Barış Yıldırım’ın görüş ve değerlendirmelerinin de yer aldığı yazıyı Levent İlhan’ın çevirisi ile yayınlıyoruz.

Baraj Yapımı Planları Türkiye’nin Alevi Azınlığının Yaşam Tarzını Tehdit Ediyor

Tunceli, Türkiye

(Thomson Reuters Vakfı)

Bir avukat ve aktivist olan Barış Yıldırım, Türkiye’nin doğusundaki küçük bir şehir olan Tunceli’de akan Munzur Nehri’nin kıyısındaki bakımlı bir parktan karşıya geçmekte.

Çitin diğer tarafında ise 2010 yılında tamamlanan ve ülkenin en büyük dini azınlığı konumundaki Aleviler için kutsal sayılan bir bölgeyi sular altında bırakan Uzunçayır hidroelektrik barajı bulunuyor.

Tunceli baro başkanı Avukat Barış Yıldırım Gola Çetu Parkı’ndan Uzunçayır barajını gösteriyor. 12 Kasım 2017. Gola Çetu Parkı Alevi inancında kutsal kabul edilen bir mekan. (Thomson Reuters Foundation/Özge Sebzeci)

Barış Yıldırım, doğayı kutsayan atalarının yurdunda yaşayan bir Alevi. 2008 yılından beri devletin bölgede daha fazla baraj inşa etmesini durdurmayı kendine misyon edinmiş.

Kızgın ve hüzünlü bir şekilde “Bu park, barajı yapan şirket tarafından bizleri yatıştırmak amacıyla inşa edildi” diyen Yıldırım, “Ama şimdi bir çitin arkasından dua etmek zorundayız” diyerek devam ediyor.

Yıllardır baraj yapımına karşı birçok dava açan  Yıldırım, bunların bazılarını kazandı.  Şu anda ise yapılması planlanan Konaktepe barajı inşası için yakınlardaki arazilerin  hükümet tarafından el konulmasını engelleme mücadelesi veriyor.

Ona göre bu mücadeleyi kazanmak, Alevi kültürel mirasını kurtarmak anlamına geliyor.

Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, barajları gelişmekte olan ülkeyi ileriye taşımanın bir yolu olarak görüyordu ve şu anda inşa edilenlerin birçoğu onlarca yıl öncesinden planlanmıştı bile.

Tunceli’de bulunan 40 sivil toplum örgütünün bir araya gelişi ile oluşan Munzur Özgür Aksın hareketinin üyesi ve bir ekolojist olan Özer Meral Uç, barajlara karşı çıkan yerli halkın, ülkenin enerji politikasının kurbanı olduğunu ifade ediyor.

Resmi yetkililer, hem Türkiye’nin enerji ve su ihtiyacını karşılamak hem de enerji satan ülkelere bağımlılığı azaltmak için hidroelektrik barajlara ihtiyaç olduğunu belirtiyorlar.

Özer Meral Uç, “Devlet dış ülkelere enerji bağımlılığını azaltmak istiyor; fakat Konaktepe barajı, insanların evlerini sular altında bırakacak” diyerek bu duruma karşı çıkmakta.

Hükümetin açıklamasına göre barajlarda depolanan su, ihtiyaç duyulması halinde birkaç yıllık kuraklığı engelleyebilecek kapasitede olsa da; daha geçen sene barajlardaki su seviyesi, son elli yılın en düşük düzeyindeydi.

YASAL MÜCADELE

Türkiye’nin 79 milyonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 15-20’sini oluşturan Aleviler; inançlarında Şiilik, Sufizm ve Anadolu halk geleneklerinden unsurlar taşımakla birlikte, birçoğu kendilerini sapkınlıkla suçlayan Sunni Müslüman komşularından oldukça farklı ritüellere sahipler.

Barış Yıldırım ise kaygılı, “Devlet bizi Sunni İslam içinde asimile etmeye çalışıyor. Kültürümüzü ve mirasımızı imha etme projesi uygulanıyor” diyor.

Türk hükümeti Alevilerle gerilen ilişkileri düzeltmek adına onların endişelerini paylaşabileceği bir dizi çalıştay düzenledi. Konu ile ilgili ulaşmaya çalıştığımız yetkililer  e-posta ve telefonlarımıza yanıt vermediler.

Barış Yıldırım, dört yıl önce Anayasa Mahkemesi tarafından Konaktepe barajının yapımını durduran davayı kazandı.

Mahkeme, 1.600 tür flora ve faunanın geliştiği, biyoçeşitlilik açısından zengin bir bölge olan Munzur Milli Parkı’na zarar vereceği gerekçesi ile barajın yasadışı olduğuna karar verdi.

Yıldırım, hükümetin bu karara rağmen araziyi satın alıp kendi tasarrufuna geçirdiğini belirtiyor.

HİDRO-BASKI

Yerel basında çıkan haberlere göre iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), uluslararası çevrecilerin ve yerel halkın karşı çıkmasına rağmen 2017 yılında 111 baraj daha inşa etti.

Devlet, ulusal çıkarlar gerekçesi ile bir araziyi elde etmek istediğinde, yasal olarak toprak sahiplerinden orayı satın almak zorundadır. Eğer toprak sahibi bu satışa izin vermezse, mahkemelik olurlar.

 Dört sene önceki mahkeme kararına rağmen; 2016 yılında Resmi Gazete, hükümetin Konaktepe barajının inşa edileceği dağlık araziyi kamulaştırıldığını duyurdu.

Su anlaşmazlıklarını çözen ve uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan İstanbul Su Mahkemesi’nin 2009 raporuna göre; baraj tamamlandığında yıllık 80 milyon dolar değerindeki ülkenin enerji ihtiyacının yüzde 1,2’lik bölümünü karşılayacak.

İnsanların bir kısmı halihazırda topraklarını satmış durumda.

Yıldırım’a göre topraklarını satan insanların çoğu, bunun nelere sebep olacağını kavrayamadı.

Celal Kara, babasının kandırıldığı için 1985 yılında Tunceli’nin ilk barajlarından biri olan Mercan barajının yapımı için arazisini sattığını söylüyor.

Kara, bu durumu şu sözlerle açıklıyor: “Babam ikna olmuştu, çünkü devlet bizlere köyümüzün Paris gibi olacağını vadetti; ama bunun yerine ağaçlarımız kesilip, doğamız yok edildi ve sonunda köyümüzü kaybettik”.

 KARMAŞIK GEÇMİŞ

Konaktepe barajı, 1998 yılında Türkiye ile ABD Ticaret Bakanlığı arasında yapılan anlaşma gereği hayata geçirilmesi planlanan projelerden biriydi.

Bu plana ilk başta ABD dışındaki şirketler için olası riskleri güvence altına alan EXIM bankasının katılımı düşünülmüştü. Buna karşılık, bankadan Thomson Reuters Vakfı’na e-posta aracılığıyla yapılan açıklamada, sadece proje öncesi aşamaya dahil oldukları bilgisi verildi.

Munzur Nehrinin Doğduğu Gözeler’den Bir Resim (Ovacık-Dersim)

Aktivistlerin aktardığına göre projenin hangi aşamada olduğu ve hangi yerli veya yabancı şirketlerin bu işe dahil edildiği konuları şeffaflıktan uzak, belirsiz durumda.

ABD merkezli, doğa koruyucusu bir grup olan Uluslararası Nehirler (International Rivers) adına konuşan Sarah Bardeen, Tunceli halkının zor durumda bırakıldığını söylüyor.

Sarah Bardeen, düşüncelerini şu sözlerle açıklamakta:
“Devletler kendi yasalarına uymaya mecburdur ve Türkiye yargısı, 2014 yılında Konaktepe barajını kesin olarak durdurmasına rağmen bu çirkin projeye devam edilmekte.”

“Eğer hükümet kendi kurallarına uymazsa, yerli halk ile onların dostları; bu yasadışı projeyi destekleyen finansçıları ve inşaat şirketlerini hedef almak zorunda kalacaktır.”

Barış Yıldırım ve diğer Munzur Özgür Aksın hareketi aktivistleri, güneş enerjisinin kutsal topraklarına çok daha az zarar vereceğini ve enerji ihtiyaçlarını karşılayabileceğini savunuyor.

2016 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek amacıyla gerçekleşen askeri darbe girişimi sonrasında, Tunceli ve diğer bölgelerdeki baraj karşıtı protestolar hükümet tarafından cezalar uygulanarak engellenmektedir.

Türkiye  20 Temmuz 2016 tarihinden bu yana  OHAL ile yönetilmekte.

Karla kaplı dağlara sahip Tunceli’nin Ovacık ilçesindeki Munzur Nehri kıyısında bulunan kutsal ziyarete gelen kot pantolon, süveter giyinmiş genç erkekler ve kadınlar, is dolu basamakların arasına yaktıkları mumları yerleştiriyor.

Gözleme yaparak geçimini sağlayan, üniversite öğrencisi iki kız annesi Yurdanur Toprak, barajlara ihtiyaçlarının olmadığını söylüyor.

Toprak, “Balıklar ölecek, doğamız zarar görecek” diyor.

Haber: Fariba Nawa, Reuters

Çeviren: Levent İlhan (Leo Alxan)

Edit: Nihat Sarı

Paylaş
Tweetle
Paylaş
Paylaş

Munzur Vadisi’nde acele kamulaştırmaya Tunceli Barosu’ndan tepki…

Yazar: EditorTarih: Ocak 18, 2017Kategori: Gündem, İç basında DersimYorum YokOkunma: 996 Views
Munzur Vadisi'nde acele kamulaştırmaya Tunceli Barosu'ndan tepki...

Tunceli Barosu Başkanı Barış Yıldırım, Bakanlar Kurulu kararı ile Munzur Vadisi‘nde yapımı kararlaştırılan Konaktepe HES için acele kamulaştırma kararı alınmasının hukuki olmadığını; bunun bölgede yüzlerce bitki türü ile bir çok hayvan türünün yok olmasına yol açacağını belirtti.

 

Munzur’a acele kamulaştırma

Baro Başkanı Barış Yıldırım, düzenlediği basın toplantısında, Munzur Vadisi Milli Parkı sahasında yapımı planlanan birçok baraj ve HES ile ilgili yargı sürecinin halen devam ettiğini söyledi. Bakanlar Kurulu kararı ile burada yapılması kararlaştırılan Konaktepe HES için acele kamulaştırma kararı alındığını kaydeden Barış Yıldırım, burada bir çok endemik bitki ve hayvanın yaşadığını yapılacak HES ile birlikte bunların yok olacağını savundu.

 

Yıldırım, şunları söyledi:

“Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları içerisinde toplam 4 baraj ve 6 HES projesine izin veren bakanlık kararının iptali amacıyla 19.12.2011 tarihinde dava açılmıştı. Davanın temyiz sürecinde Danıştay 10’uncu Dairesi 2014/247 E. sayılı dosyasında verdiği, 06.11.2014 tarihli kararına rağmen, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Munzur Vadisi Milli Parkı’nda yapımı planlanan 4 baraj ve 5 HES projesi ile Mercan Reg. HES Projesi’ne Milli Parklar Kanunu’nun 14’üncü maddesi çerçevesinde verdiği izin kararının iptal edilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Tüm alınan Danıştay kararlarına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Danıştay kararlarını hiçe sayarak Munzur Vadisi Milli Parkı sınırlarında inşa edilmesi planlanan en büyük baraj projesi durumundaki Konaktepe Barajı ve Konaktepe HES I ile Konaktepe HES II projesinin nazım imar planı ile uygulama imar planını onaylamıştı. İmar planlarına karşı açılan dava hali hazırda İdare Mahkemesi’nde devam etmekte olup, dava kapsamında keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması ara kararı alınmıştır.”

Yargı süreci beklenmeden geçen 13 Ocak tarihiyle Bakanlar Kurulu’nca Konaktepe Barajı ve HES I-II için acele kamulaştırma kararı alındığını belirten Baro Başkanı Yıldırım bunun hukuka aykırı olduğunu söyledi.

 

“BİRÇOK ENDEMİK BİTKİ TÜR YOK OLABİLİR”

Baro Başkanı Yıldırım Munzur Vadisi’nin endemik bitki türleri bakımında Türkiye’de eşine ender rastlanan yerlerin başında geldiğini, barj yapılması durumunda birçok endemik bitki türünün ve birçok yaban hayvanın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirterek, şöyle konuştu:

“Munzur Milli Parkı florasında hali hazırda bin 600 bitki türü saptanmış olup, bunlardan yüzde 18’i Munzur’a endemik türlerden oluşmaktadır. Munzur Milli Parkı faunasında Munzur Alası dahil saptanmış çeşitli endemik canlı türleri bulunmaktadır. Belirtmek gerekir ki, yakın zamana kadar neslinin tükendiği değerlendirilen Anadolu Parsı’nın Munzur Havzası’nda yaşadığına dair işaretler ve akademik tespitler bulunmaktadır. Munzur, Alevilik bakımından da bir inanç ve ibadet merkezidir. Yöre mitolojisinde önemli yer bulan Munzur’un efsanevi bir yanı da bulunmaktadır. Dersim’in kültürel ve doğal mirasının en önemli öğelerinden olan Munzur’da baraj ve HES hukuksuzluğuna geçit vermeyeceğiz.” (DHA)

 

http://www.birgun.net/haber-detay/munzur-vadisi-nde-acele-kamulastirmaya-tunceli-barosu-ndan-tepki-143135.html

Paylaş
Tweetle
Paylaş
Paylaş

Welat ra

Ça „mayin“i en zêde Gola Dêsımi de estê?

Son Yazılar

Sürü Psikolojisi ve İnsanın Yaşam Hakkı’na dair
Sürü Psikolojisi ve İnsanın Yaşam Hakkı’na dair

Sürü Psikolojisi ve İnsanın Yaşam Hakkı’na dair

Kasım 14, 2022
Kamuoyuna
Kamuoyuna

Kamuoyuna

Haziran 22, 2022
Zaman Tünelinde Hayat Tüketmek
Zaman Tünelinde Hayat Tüketmek

Zaman Tünelinde Hayat Tüketmek

Mart 30, 2022
DERSİMLİ GENÇ YAZARLARA VASİYETİM – Celal Yıldız
DERSİMLİ GENÇ YAZARLARA VASİYETİM – Celal Yıldız

DERSİMLİ GENÇ YAZARLARA VASİYETİM – Celal Yıldız

Kasım 22, 2021
MAZLUM DÊSİM HALKININ VİCDANI VE ADALET DUYGUSUNA!
MAZLUM DÊSİM HALKININ VİCDANI VE ADALET DUYGUSUNA!

MAZLUM DÊSİM HALKININ VİCDANI VE ADALET DUYGUSUNA!

Ağustos 25, 2021

Yazarlar

Arşiv