Yayın İlkelerimiz

DERSİM MECLİSİ YAYIN POLİTİKASI!

Hangi düzey ve yaygınlıkta olursa olsun, iddialarının kapsamı ne olursa olsun, kendini hangi kavram ve kategorilerle tanımlarsa tanımlasın; her oluşum ya da örgütlenmenin bir programı, stratejisi, kural ve kaideler bütünü ve yüzünü döndüğü toplumsal bir kesim ya da tabakalar vardır. Bir siyasal parti, vakıf, kooperatif, dernek, dernekler federasyonu, konfederasyon, cemiyet, mıslet, meclis vb. kurumsal yapılanmalar, sayılan tüm bu bağlam ve başka varsayımlar üzerinde yaşamlarını ya da çalışmalarını sürdürürler. Her biri kendi özgünlüğü üzerinde hareket halindedir.

Dersim Meclisi’nin de sıraladıklarımız (siyasi partileri dışarıda bırakacak olursak) bütün bu sivil toplum kuruluşları gibi bir programı, örgütlenme kuralları ve hedef kitlesi olacaktır. Buradan görüşlerini yaymak, amaçlarını anlatabilmek ve hedeflediği toplumsal kesimleri bir amaç doğrultusunda bir araya getirmek için örgütlenme ve propaganda araçlarına ihtiyaç duyar. Bunlar bir dergi, gazete, televizyon olacağı gibi, sosyal medya gibi alanlar da olabilir.

Dersim Meclisi; bütün tarih boyunca yapılan tahrifatlar, asimilasyon, inkar, sürgün, katliamlar, doğa ve coğrafi yıkımlar, inanç ve kültür erozyonundan geriye ne kalmışsa onları koruma, yaşatma ve geliştirmeyi hedef olarak benimsemiştir.

Bunun için ilk elde, Dersim Meclisi’nin de sınırları çok net çizgilerle belirlenmiş bir yayın politikası olmak zorundadır

Dersim Meclisi; bütün tarih boyunca yapılan tahrifatlar, asimilasyon, inkar, sürgün, katliamlar, doğa ve coğrafi yıkımlar, inanç ve kültür erozyonundan geriye ne kalmışsa onları koruma, yaşatma ve geliştirmeyi hedef olarak benimsemiştir. Temel amaç budur. Böylesine çok kapsamlı ve boyutlu bir hedefe ulaşma, kocaman bir ütopya olarak da algılanabilir. Bu büyük ütopya ile gerçek arasındaki bağıntıyı; meclis çalışmasına dahil olan bireylerin birikim ve yetenekleri ile temellenecek, sonra bu bireylerin Dersimlilerin en geniş kesimlerini kucaklama ve kapsama bakış açılarına sahip olmalarıyla adım adım büyümesi sağlayacak.

Dersim Meclisi’nin yayın politikası da bu gerçek zemin üzerinde yükselmek durumundadır. Hiç kuşku yok ki bu genel belirlemenin; hayatın her günkü akışı içinde, her olay ve gelişme karşısında genel söylemden çıkarak somut bir çerçeveye kavuşması gerekiyor.

Bu bağlamda meclis sitesinde nasıl bir yol ve yöntem izlemeliyiz sorusundan başlayabiliriz. Dersim tarihi, edebiyatı, kültürü, itikadı ve bir dizi başka alandaki her not, kayıt ve belge bu sitede, adına layık bir arşiv ve dokümantasyon merkezi işleve kavuşuncaya kadar arşivlenecek. Hedef, bir toplumsal hafıza yaratmak olacaktır.

Meclis sitesinde, “özgür tartışma platformu” ya da “özgür kürsü” başlıklı bir köşe olacak. Bu köşede, meclis ve genel olarak bireylere yönelik hakaret, iftira, aşağılama, kişi mahremiyetine girme ve dedikodu içermeyen eleştiri, öneri, uyarı içerikli yazılara yer verilecektir. Gelen eleştirilerin bazılarında doz yüksek olabilir. Bunları, geçmişimizin heyecanlarıyla değil, son derce serin kanlı ve gerçek demokrat bir tavır ve yaklaşımla değerlendirecek ve onlardan yararlanacağız.

Keza bu meclisin bir yasama organı olmadığını, neden olmadığını da anlatacağız. Bu en iyimser bir yaklaşımla, yakın ve orta vade açısından neden böyle gideceği gerçeğini değişik boyutlardan izahını önemseyeceğiz.

Bu içerikteki yazıları, yayın kurulu kendi içinde kısa bir değerlendirmeye tabi tuttuktan sonra yayımlama yöntemi benimsenecek. Bireyler kendi inisiyatifleriyle böyle bir yetki kullanmayacak.

Yazı yazanların geçmişte kim olduklarına bakılmayacak. Yazanın, o gün ne yazdığı, bahse konu ettiğimiz sınırlardaki Dersim davasına katkı temel ölçümüz olacaktır. Tam da bu bağlamda, bugün hangimizin, hangi ideoloji, politik/pratik ve onların politik figürlerini sevdiği ve onlara yakın olduğu konusu her türlü tartışmanın dışında görülecek. Bugün hangimizin tarihteki -falanca-yı sevdiğimiz boyutu tartışma konusu olmayacak; bu ve benzer konularda azımsanmayacak deneylere sahibiz. Bu deney ve birikim, yol almamızı ve gelişme göstermemize yardımcı olacak.

Gelen eleştirilere yanıt verme yaklaşımından mutlaka sakınılacak. Polemik ve/ya da tartışmametodumuz geçmiştekilerden tümüyle bir kopuşu öngörmektedir. Gelen eleştiriler, meclisin Dersim sorunu ve fikriyatına toplu bakışı hakkındaki temel belgelerini incelemeden, bir takım ön yargılı varsayımlar içerebilir. Meclisin hiçbir belgesinde yer almayan fikir ve tanımlamaları ona atfederek mantık yürütme yoluna gidebilir. Yapılan eleştirilerdeki görüşler ve onların absürtlüğü ile hiç ilgilenmeden, meclise mal edilen fikir ve konularda, bu meclisin neler düşündüğünü tüm Dersimli´ye bir kez anlatma yoluna gidilecek.

Keza bu meclisin bir yasama organı olmadığını, neden olmadığını da anlatacağız. Bu en iyimser bir yaklaşımla, yakın ve orta vade açısından neden böyle gideceği gerçeğini değişik boyutlardan izahını önemseyeceğiz. Bir köyün halkı, bir kış günü köy odasında bir araya gelir, köylerindeki sorun ve sıkıntılar üzerine cemat yapar, bu bir “köy meclisi”dir. Meselenin bu kadar basit olduğu anlatılacak. Dersim Meclisi’nin kapsam ve hedefleri bu kadar sınırlı olmasa da somut gerçeklik budur.

Bakış açımız; meclisi eleştiren kişinin fikirlerini çürütme ve mahkûm etmeye değil, onu anlamak; ortak bir paydada buluşmanın yolunu aralamaya odaklı olacak.

Hangi konu üzerinde olursa olsun, Dersim Meclisi ve onun çalışanları, yazı yazan ve polemik yapan kişi ya da kişilerle polemik yapmaktan imtina edecek. Konu ne ise, deney ve tarihi bilgiler ışığında onu anlatacak. Kendi tezini ya da fikrini anlatan argümanlar geliştirecektir. Karşımızdakinin görüşlerini çürütmeye çalışmak bizim derdimiz olmayacak.

Bakış açımız; meclisi eleştiren kişinin fikirlerini çürütme ve mahkûm etmeye değil, onu anlamak; ortak bir paydada buluşmanın yolunu aralamaya odaklı olacak. Konuyu araştırma sonucu, elde edilen verilerle okura/Dersimli´ye sunma hattında ilerleyeceğiz. Çabamız, Dersimliler´in tarihsel hat ve kültür ortaklığı hattında bir yaşam tarzı, bir fikriyat ortaklığına kavuşma veya buna yönelme çerçevesinde olacak. Bizim tartışma tarzımız bu kapsamda olacak.

Risk primleri çok yüksek olan iki alan.

1- Alevilik konusunda şiddetlenerek artan tartışmalar.

2- Etrafımızdaki politik örgüt ve partilere yaklaşım ve onlarla kurulacak ilişki tarzı.

Alevilik, son bin yıl boyunca üzerinde en fazla oynanan bir inanç türü olmuştur. Burada hemen herkes benzer şeyler söylüyor. Kendi tarihi boyunca egemen inanç ve dinlerce katı, yoğun ve sert baskılar görmüştür. Alevilik tarihi üzerinde mütemadiyen oynanıp, özü bozularak içeriği boşaltılmak istenmiştir.

Türkiye’de devlet eliyle Sünni-İslam din adamları ve teologları bu alanda yoğun mesailer harcamıştır. Devlet ve egemen din, Aleviler´in içine bu kadim ağacı kemirecek kurtçuklar yerleştirmiştir. Toplumun genel bir hastalığıdır; bu konuda az biraz okuyan, bazı bilgiler toplayan her birey; kendisini konunun en son ve en yüksek doruğu olduğunu ilan etmeyi de ihmal etmiyor. Dünya´ya dağılmış Dersimli’nin en büyük handikaplarından biri de budur.

Devlet ve sistem; egemen din ve onun bağlantılarıyla hiçbir bağı olmayan dürüst ve inançlı Alevi bireylerin çalışmaları da bu genel saldırı dalgalarıyla boğuntuya getirilmiş ve bunaltılmıştır. Son yüzyıl aslında en tehlikeli olan dönemdir. Özellikle Abdülhamit döneminde açılan medreseler, İstanbul’daki elit Dersimli çocuklarının yatılı okuduğu okullar sonucu: arapça ve Kuran-ı Kerim´in ithal edilişi gibi.

Dersim Meclisi bugünkü imkânları ve gerçekliği ile bu soruna çok açık sözler söyleme durumunda değildir. Bu nesnel durum; bu konuda, bizim de bağımsız akademisyenler kurulumuz belirinceye kadar, sorunun detaylarına dalmaktan uzak durmamıza işaret ediyor. Kendi sayfalarımızda “Alevilik tartışmaları”na yönelmeyeceğiz. Nedeni ise; sorun çok kapsamlı olduğundan, mevcut gerçekliğimiz ve imkânlarımızla onun altından kalkmamız zor görünüyor. Buna bağlı olarak kendi asıl görevlerimizden uzaklaşmış oluruz. Bu açıklama ve vurgudan; meclis çalışması yürüten her bir arkadaşın, konu hakkındaki görüş ve düşüncelerini dinlenmeye çekmesi gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Kişilerin kendi görüşlerini dile getirme özgürlüğüne kimsenin sınırlama getirme hakkı olamaz.

İlk başlarda Meclis’in İtikat Kurulu, son yüzyılda atalarımızdan duyduğumuz, onlardan öğrendiğimiz inanç temalarını işleyerek bir zemin oluşturma çalışması yapması en doğrusu. Burada benimseyeceğimiz kural; Dersimlin´in kendince doğru bildiği ve inandığı gibi yaşamasına azami özen olacak. Bu “Dersim Kendisi olmalı, kendini yaşamalı” temel fikrimizle de bir uygunluktur. Özellikle Alevilik kaynakları, Aleviliğin nerelere dayandığı gibi tartışmalara girmemeye özen gösterilecek. Bu alanda çalışmaları olan arkadaşların, onu ileriye yönelik güçlendirmeleri arzulanacak. Çünkü risk primleri en yüksek olan alan burasıdır. Yani, doğru yerde susmasını bileceğiz.

Dersim Meclisi ilk gününden beri, dün ve bugün benimsediği dünya görüşü ve savunduğu siyasi düşüncelerine bakılmaksızın, deklare ettiğimiz bağlam ve sınırlarda Dersim davasına katkıda bulunmak isteyen her Dersimli´yle birlikte çalışacağını her fırsatta vurgulamıştır. Bugün gerek Kürt hareketleri içerisinde olsun, gerek devrimci ya da sosyalist hareket içinde olsun; şu günlerde Dersim’e ölüm her zamandakinden daha yakın olduğunun farkında olan azımsanmayacak kadar Dersimli vardır.

Bunlarla bir ortak duygu yakalamak açısından, bu yapıları karşımıza almamak bağlamında; bu alanda kavgadan uzak durmalıyız. Öyle ya, Marksist ideolojiye inanmış bir Dersimli, “ben meclisin ilan ettiğiniz amaç ve hedefleri çerçevesinde sizinle birlikte çalışmak istiyorum” diye bir talepte bulunursa; ona nasıl bir cevap vereceğimiz konusunda kafalarımız net, bilinçlerimiz açıktır. Bu ön kabul, Kürt hareketlerinin değişik kolları içinde çalışma yürüten Dersimliler açısından da geçerlidir.

Dersim Meclisi girişimcileri olarak ilk günden başlayarak değişik ideoloji ve politik angajmanlarda olan insanlarla Dersim davası ve fikriyatı için birlikte çalışmak istediğimizi, ittifaklar kuracağımızı deklare etmiştik. Bu görüş açısı, meclisin yayın politikaları açısından da geçerli olacaktır. İlan ettiğimiz çerçevede Dersim davası için bizimle çalışmak isteyen her Dersimli ile birlikte çalışabiliriz dediğimizde; hiçbir Dersimlin´in dün ve bugün bizden farklılıklarını tartışma konusu yapmaktan uzak durulacağının altını bir kez daha çizmiş oluruz.

Dersim Meclisi ve onun çalışma araçları; hiçbir Dersimi kuruma alternatif ya da rakip değildir. Bilakis, Dersim için çalışan, Dersim´in varoluşsal gerçekliğini savunan tüm dernek, vakıf, federasyon vb. oluşumları kardeş çalışmalar olduğunun altını özellikle çizmektedir. Bu site, şimdiye kadar Dersim için yapılmış çalışmaları, kendi ölçülerinde bir hazine olduğunu ve bunun üzerinde yükseleceğini asla göz ardı etmeyecektir.

Dersim Meclisi’nin temel zorluklarından biri, kendisini dışımızdaki örgüt ve partilere ve onların tabanlarına anlatabilmektir. Biz nasıl ki Dersim fikriyatı ve özgünlüğüne inanıyorsak, söz konusu yaptığımız oluşumların da dünya görüşleri, program ve stratejileri vardır. Bunlarla ortak paydamız, Dersim’in yaşaması ve yerinde kalması için çalışmak olacak. Demokrat olmak, onların dünya görüşlerine ve politik/örgütsel çalışmalarını da bir realite olarak kabul etmek ve bu zeminde ittifak arayışlarına yönelmeyi gerektirir.

Bu yapılara; bugüne kadar Dersim´de uygulanan politikaların yarattığı sonuçları denetlenebilir olgularla ve yapıcı bir üslupla anlatma yolu tutulacak. Ayrıca bu çalışma ile ilgili yazdığımız ve dile getirdiğimiz düşüncelerle çelişmemeye özen gösterilecek. Onlarla belli sınırlarda bir ittifak momenti yakalama zeminini kaygan hale getirmekten sakınacağız.

Hâlâ Kürt, Kürdistan sorununa odaklı o kadar çok bağımsız Dersimli birey var ki bir araya gelebilseler, bugünün ölçülerine göre, orta büyüklükte bir örgüt çıkar siyaset sahnesine. Güney Kürdistan’da Barzani’nin KDP’si için çalışan çok sayıda Dersimli vardır. Belki bunların önemli bir bölümü, Dersim konusunda bugün bizim gibi düşünüyordur. Bunlarla bir takım ortak paydalarda nasıl ve hangi yoldan kesiştiğimiz konusunda da bilinçlerimizin açık olması mutlak bir gereklilik oluyor.

Düzeyli ve zengin içerikli bir diyalogla tüm kesimlere; Dersim´in kendine özgü, içinde yaşadığı toplumlardan itikat, dil, kültür, gelenek, görenek ve yaşam felsefesinde farklı bir varoluşsal topluluk olduğu gerçeğini anlatma koşullarını da elverişli duruma getirmiş oluruz.

Temel yayın ilkemiz ya da yasamız; her hangi bir alanda Dersim davası için, Dersim Meclisi’yle çalışmak isteyen her Dersimli ile birlikte çalışmak olmalı. Yayın çalışmamızı da bu durum koşullandırmalıdır. Bu durum Dersim dostu kişiler için de geçerli olacaktır. Zira, biz olabildiğince en geniş Dersimli kesimlerle bu meclis çatısı altında birleşmek gibi büyük bir hayal kuruyoruz. Bu anlamda bize yaklaşan, davamıza, büyük ya da küçük kim ne katkı sağlayabiliyorsa onu önemseyeceğiz. Biriyle sadece bir alanda/konuda, bir başkasıyla birkaç konuda birlikte çalışmak ve katkısını almak alanımızı geniş tutacağız.

Sonuç olarak, Dersim Meclisi’nin amaç ve hedefleri ile yayın politikamız birbirinden kopmaz bir bütün olmalı. Deklare ettiğimiz hedef ve amaçlarımızla, bu site ve ileride daha da olacak yayın organlarımızda ve evimizde yazdıklarımız ve konuştuklarımız birbirileriyle ahenkli olacak.

Yayın ilkelerimiz

* Bu site, sivil ve legal bağlamda Dersim Fikriyatı’nın oluşumuna katkı sağlamayı hedefler. Bu alanda yürütülecek her çalışmaya açıktır.

* Prensip olarak sitede, yazıların bilinen isimlerle yazılmasından yanayız. Geniş toplum kesimlerince bilinmeyen/tanınmayan kod isimlerle yazıların yayınlanmasını doğru bulmuyoruz.

* Sitemiz, Dersim’deki kültürel ve inançsal farklılıkları zenginlik olarak kabul eder; bunlardan dolayı ayrımcılık üreten, ötekileştirici ve dışlayıcı yazılar bu sitede yer bulamayacak.

* Bu site, kişi hak ve hürriyetine son derece hassas davranacak; kişi mahremiyetine yönelik yazılara yer vermeyecek.

* Hiç kimse cinsel kimliği, dili ve dini inancından dolayı horlanamaz; ırk veya milliyet mensubiyeti nedeniyle küçümsenemez veya teşhir edilip aşağılanamaz.

* Şiddeti teşvik eden, onu öven veya savunan yazılar bu sitede yer alamayacak.

* Polemik yaratacak, kişisel hassasiyetleri gözardı eden; onur kırıcı yazılara, bu site yer vermeyecek.

* Atalarımızın var olma yolunda verdikleri mücadelenin geçmiş ve geleceğine sahip çıkar. Dersim dillerine sahip çıkar. UNESCO tarafından yok olan diller listesine alınmış olan Kırmancki-Zazaki dilinin yaşaması için pozitif ayırımcılık uygulamasından yana bir tavrı doğru bilir.

Aralık 2016