Gelin şu iki söylemi hep beraber yorumlayalım, biraz da üstüne kafa yoralım. Olmaz mı?
Nasıl yani?
Şöyle ki: Birinci söylemde ki “Qereçarseme”‘ demekle, kişi Kara Çarşamba mı demek istiyor acaba? Veya insan bunu şöyle de algılar, “Fukara Kara Çarşamba diyeceğine, dili tam dönmediği için “Qereçarseme” diyor.
Şimdi gelelim ikinci söyleme. Yani “QERA ÇHAR SEMI”ye:
Bir kere “qer” dilimizde bir renk adıdır. Anlamı da esmer demektir. Aynı zamanda hem kızlara ve hem de erkek çoçuklara koşulan bir isimdir. Sözgelimi bayan ise Qere, (çêneka Qere / esmer kız); erkek ise Qer (laceko – layıko qer / esmer oğlan) deriz.
Türkçe’deki kara renge ise biz kendi dilimizle “şa” deriz.
Qera Çhar Semı(ye) söylemimizi açmaya devam edelim. Biz, “Qera dı çıme” dediğimizde ne anlyoruz? İki gözlü esmer (kadın-kız) anlamıyor muyuz? Evet öyle. Peki, biz “Qera çhar mêrdiye” dediğimizde ne anlarız? “Dört kocalı esmer” (kadın) anlamış olmuyor muyuz?
Devam edelim, “çhar” dilimizde dört (4) rakamı demektir.
“Semı / seme” bizde hem bir kız, kadın ismidir, hem de haftanın günlerinden Cumartesi günün ismidir. Aynı zamanda mitilojik anlamda tanrıçadır.
“Sêm,”veya “Sem” ise bir erkek ismidir, aynı zamanda gümüş ve İran’i halklarda adını haftanın beş gününe veren Güneş Tanrısı’dır, gökyüzünde durur.
Seme/Semı: Cumartesi
Bazar: Pazar
Dı-seme: Pazartesi
Sê-seme: Salı
Çhar-seme: Çarşamba
Phonc-seme: Perşembe
Yêne: Cuma
Pêyêni: Cumartesi
Söylemimizi bir kez daha yazalım: “Qera Çhar Semı(ye) veya Qera Çhar Seme(y)”.
Anlamı dört (4) Pazarlı, dört Pazar’a ait, dört defa Tanrı Sema (Tanırıya) ait esmer demek değil midir?
Bu çağrışımda ben, esmer Seme ile Sêm’ın çiftleşmelerini anlıyorum:
Bizim kutsal saydığımız Hautamalo Qıc (hautê Marti) ile Hautamalo Pil’de doğamız döllenir, doğa tüm canlılarıyla birlikte tazelenir, yeni bir hayat başlar.
Börtü böcekler “mor u mulawıni lona xora vecinê teber”, büyük- küçük baş hayvanlar doğurur, ağaçlara su girer. Çeşme suları bollaşır, günler uzar. Gök şimşek çakar, yağmurlar toprak anaya düşer, otlar, çiçekler yeşerir. Kuşlar yuva yapar, yumurtalarını bırakırlar.
Daha ne olur?
- Çeşme suları oluk oluk akar, bollaşır. Kışın sonu geldiği, baharın başladığını çağrıştırır. Leylekler gelir görünürler. Suquling (turnalar) gelir.
- Havaya cemre düşer (tani kona howa).
- Toprağa cemre düşer (tani kona hard).
- Suya cemre düşer (tani kona awe).
Qera Çhar Semı(ye) söylemi bana doğanın döllenme, döllendirme, doğuran ve doğurtan olayını çağrıştırır.
Döllenen kim? Qere. Yani Toprak Ana. Toprak rengi nasıl? Qer-esmer, esmer bayana benzetiliyor.
Dölleyen kim? Sem veya Sêm’dır. Kimi döllüyor? Toprak Ana’yı, yani Qere’yi.
Ne ile döllüyor?
Havaya, suya, toprağa bıraktığı ısısıyla (cemreyle). Başka neyle döllüyor? Gökyüzünden toprağa bıraktığı yağmuruyla. Sem veya Sêm nerde duruyordu? Mitolojiye göre gökte duruyor. Ve Güneş tanrısıydı. Benzetme manasında köyde analarımız bile kendi aralarında şöyle dediklerine şahit olmadık mı? “Ciniye herda, cüamerd asmeno”. Burda ki söylemden kadın için asla ve asla aşağılayıcı bir anlam çıkarılmamalı. Burda kadın döllenen, doğurandır; erkek ise dölleyendir.
Söylemimizin neresine bakarsak bakalım, “QERA ÇHAR SEME(y)”denilen şey doğanın döllenmesi ve doğurması demektir; QERE ÇARSEME, yani Kara Çarşamba değildir. Bana göre doğrusu QERA ÇHAR SEME(y)’dir. Veya şunu “QERÉ ÇHAR SEME(y)” şeklinde formüle etsek dahi dört esmer (bayan) sahibi “Qer” anlamı çıkar. Bu da demektir ki, dünyamız dört pazar günü boyunca dölleniyor.
Ben köyde yaşadığım müdetçe Hautemalo Qıc’ı ve Hautomalo Pil’i hep kutlardık. Ölüler adına her ev gücüne göre ziyafet çekerdi, komşular gider yerlerdi. Ölü kaldıran mılayı getirir, dua okuturdu. Sabah erken çeşmeye gider taze su getirir eve serperlerdi. Senenin ilk gök gürlemesi olduğunda “serrı kota buria ver / sene doğum sancısı çekiyor” derlerdi. İlk yağmur yağdığı zaman, “ya Rama Usari, to hometa xorê rıskê de xer neşib ke”, der ve dua ederlerdi.
Annem bize “lacêm sodır lêl ra, dar u berê abani eno secde. Kam kı rew ravezo, sero leçega xo berco gılê darı ser, çı dilegê xo kı bıbe, dilegê xo qebul benê. Çı mıradê xo kı bıbê, mıradê xo enê hurendi”, derdi. (…)
Atalarımız bize Hautemal’ı anlatırlardı. Newrozu bilmezlerdi.
Hautemalê sarê ma Bımbarek bo.
“Koordinasyon Yürütme Kurulu” olarak bizlerden,yani “Désim Meclisi” birinci hazırlık toplantısına katılanlar ile katılamayanların “Désim Meclisi ” hakkında ne düşündüğümüzü öğrenmek için üç şık altında yazı yazıp düşüncelerimizi öğrenmek istiyorsunuz.O halde 1.ci şıktan başlayarak düşüncelerimi sizlerle paylaşayım.
1.) Désim Meclisinde ne anladığım:
Ben şahsen böyle bir çağrışım duyduğumda çok duygulanmışdım,bu girişiminde bulunan arkadaşları da en içten kutlamak oldu.Ortada resmi anlamda kurulmuş bir meclis olmamasına rağmen,sembolik de olsa , Désim’e sahiplenme anlamını çağrıştığı için,dili,inancı,kimliği,c
2. Meclis Çalışmaların Nasıl Örgütlenmesi Gerektiği.
Bana göre sağlıklı bir Temsiliyeti Désim Mecli”sinin olabilmesi için şöyle bir yol haritasının izlenmesi lazım:.
1.) Diaspor Désimliler;Avrupa’nın veya Türkiye’nin değişik illerinde yaşayanlarla,Désim’dekiler sık,sık aylık,haftalık,yerel ve bölgesel toplantılar,paneller,konferanslar ,geceler düzenlemeliler.Ki geniş halk katmanlarının haberi olsun.Gazete,tv.lere ilanlar verilmeli,tv kanallarında ,panellerde Désim Meclisi niye gereklidir,neler yapacak , nasıl oluşacak diye çalışmalar yapmalıdır.
2.)Bu etkinlikler yapılırken,katılımcılara yasak getirilmemeli,esnafı,resamı, işçisi,akademisyen,memur,demokrat kurumlar,siyasi partilerden ,devrimci demokrat gruplardan katılımlar ollmalıdır.
3.) Merkezi toplantılara herkes maddi imkanlardan ,olanakların olmamasından dolayı gitmeyebilirler,bütün bunları da gözönüne alarak,bölgesel toplantılara da önem vermek lazım.Çinkü kimi işden dolayı izin alamaz,yakınında olunca iş paydosundan sonra da olsa gider katılır tekrar işine gider.Vardiyeli çalışanlar var,rahatsızlıktan dolayı rapurlu olanlar olur,uzak yerlerde gecelemek için yeteri harçlıkarın olmadığını hesaba katarak bu tür bölgesel çalışmalar ,toplantılar da yapılmalıdır.
4.)Bireysel olarak da her kim ki” Désim Meclisi” fikriyatını savunuyorsa ,kahvelerde,pazarda,iş yerlerinde değişik halklardan arkadaşlarına bu fikirlerini açmalı,haberdar etmeli,kamuoyu oluşturmalı.
5.)Areye Kayi vb etkinliklerle turneler oluşturulmalı.Örnek: Heyder ile Cemal’in yaptığı skeçler gibi skeçli sohbet toplantılar yapılmalı,
6.) Désimlilerin dügünlerinde anonslar yapılmalı,halk haberdar edilmeli,etkinliklerin tarihleri,kimlerin hazırladığı,kimler ne konuşacak kısaca anons edilmelidir.
7.) En önemlisi de propagandalar, etkinlikler yapılırken,”Désim Meclisi”:
a) Désimin Heterojen kimliğinin yok oluşunu önlemek için,
b)Yok olmakla yüzyüze olan kırmançki (zazaca- dımılki) dilini yaşatmak ,okullara eğitim dili olarak girmesi için,
c) Désim coğrafyasının tahribini engellemek,önlemek,Muzır Çayına yapılan irili ufaklı barajların yapılmasına karşı çıkmak,maden,taş ocaklarının işletmelerinin çalışmalarına katşı çıkmak,iptal ettirmek,yasaklamak.Yaban Hayvanların avlanmasını,bitki türlerinin hoyratça ortadan kaldırılmasına karşı çıkmak, mezarlıkların, köprü vb arkeolojik eserletin define arama bahanesiyle kazı yapan kazıcıları cezalandırmak,tarihi eserleri koruma altına almak ,
8.) Alevi Kızılbaş inanç kültürümüzün üstündeki baskıları bertaraf edip, iqrar-iman kültürümüzü serbestçe yaşamamız için,kutsal günlerimizin de tatil günü olarak kabul edilmesi için,
9.)Ne Türk,ne Kürt olmadığımızı,Ayrı bir kimlik (Zaza,Dımılı,Kırmanc) olduğumuzu vurgulamak için,
10.)Désim halkı hala hazırda yeni bir soykırımla karşı katşıyafır,böyle bir olasılığın önüne geçip engellemek,gerek devlet güçlerinin,gerekse Türk solu,Kürt Milliyetçilerin Désim’de savaşı tırmandıran şiddet eylemlerini terk etmelerini sağlamak için ,11.)Uluslarası alanda Désim’i temsil edip davasına sahip çıkıp savunmak için “Désim Meclisi”ne ihtiyaç vardır.Yeteri kadar sosyal maddi taban oluşturduktan donra ikinci bir aşama olan “Désim Ulusal Kongresi “yapılmalıdır.
Şimdiye kadar sembolik bir anlam taşıyan yeteri kadar propagandası yapıldıktan sonra gerçek anlamda vucut bulacak olan “Désim Meclisi “oluşmadan önce,üyelrini seçebilmek için büyük bir “Ulusal Désim Kongresi” hazırlanmalıdır. “Désim Ulusal Kongre”sine somut projeler sunulmalıdır,bu projeler onaya sunulup “Ulusal Kongre” tarafında karara bağlanmalıdır.Bu projeler kongrede seçilecek olan “Asıl Désim Meclisi”üyeleri tarafından yerine getirilmeli,icra edilmelidir.Şimdi gelelim üçüncü şıka.
3.) Nasıl Bir Désim Meclisi Arzuladığımız.
Yukarıda belirttiğim gibi bu ” Désim Mecli”si üyeleri, Ulusal Kongreye katılanlar tarafından seçilmelidir.Seçilmiş Meclis üyeleri kongrenin karara bağladığı projeleri yerine getirmekle yükümlü olmalılar.
Örneğin bu projeler:
1) Kirmançki ( zazaki-dımılki) dilinin geliştirilmesi,yaşatılması,
2) Désim Tarihi,
3)Désim sosyal- toplumsal kültürü ile inanç kültürünün,adet-törelerinin araştırılması,yaşatılması,geliştirilmesi,
4)Désim’de tarımın,hayvancılığın,elsanatlarının tekrar canlanması için küçük çapta da olsa Munzur Suyu işletmesine benzer projelerin hayata geçirilmesi,nüfus göçünün önlenmesi,
5)Dilimizde yayın yapan bir tv.kanalının , dilimizde yazılan bir gazetenin basımı ,yayını vb.projeler olabilir.Projelerin sayısı az veya çok olabilir.
Ulusal Kongre tarafından seçilen” Désim Meclisi ” üyelerin her biri kendi yetenek,becerisine uygun birer alt komiteler kurarak ,birlikte hareket edebileceği kişi ,kurumlarla da çalışabilmeli, kurumlar oluşturabilmeli.Yapılacak tüm örgütlenmeler yasal,legal olmalı,denetlenir olmalıdır.
Tabiri caizse bu “Désim Meclisi” hem yasama hem de yürütme organı olup bu görevi,Désim halkıyla,birlikte çalışabildiği kurum,kuruluş,kişilerle yerine getirmelidir.
Aynı zamanda yanlışlar,hataları olmuşsa kendilerini aklamaları lazım. Hesap vermeliler.
Tüm bu çalışmalara bir ömür biçilmeli.Kurumlaşmaya gidilmeli.Meclis üyeleri kendi içlerinde ,Désim’i uluslararsı diplomatik konularda temsil edecek olan birini seçip görevlendirebilirler.
Not:Çalışma merkezi Désim olmalı,kongreler de Désim’de olmalıdır diye düşünüyorum.
Sevgi ve selamlatımla.
Celâl Taş.