Bir Dersim Arşivi veya daha modern biçimiyle bir Dersim Dökümantasyon Merkezi neden gereklidir?
Dersim’in tarihi, sosyal ve politik yaşamı hakkında küçümsenmeyecek derecede bilgi ve belge vardır. Ama ne yazık ki, bu bilgi ve belgeler uzman veya en azından usta sayılabilecek eller tarafından toplanıp bir araya getirilememiştir. Sonuç olarak bugün Dersim hakkındaki bilgiler, sadece bölük pörçük değil, aynı zamanda birçoğu tahrip ve talan edilmiş, çarpıtılmış ve hatta tahrif edilmiştir. Bu tahrifat sadece devlet ve bağlı kurumlar eliyle olmamış, aynı zamanda kraldan daha kralcı geçinen ve elverişli ortamdan nemalanan bazı şahıs ve çevreler tarafından da gerçekleştirilmiştir. Konunun bütün yönleri ile ortaya konulup değerlendirilmesi gerekir. Ancak ben uzatmadan bazı örneklerle buna dikkati çekmek istiyorum.
Birinci örnek, devlete ait belgeler ile ilgilidir. Bilindiği gibi devlete ait belgelerin çoğu Başbakanlık Cumhuriyet ve Osmanlı arşivleri ile Genelkurmay başkanlığı arşivindedir. Ve bunların çoğuna bugün itibari ile ulaşmak mümkündür. Serap Yeşiltuna adlı ırkçı ve faşist biri “Devletin Dersim Arşivi” adı altında bu belgelerin bir kısmını bir araya getirerek kopya halinde yayınlamıştır. Arkasına ve önüne yazdığı önsöz, sonsöz gibi ırkçı hezeyanlarını bir yana bırakalım, belgelerin çoğu ya okunamıyor veya çok zor okunuyor. Oysa bu belgeleri kronolojik sıraya ve konularına göre tasnif ederek okunaklı bir halde ve gerektiğinde notlarla, ilgili resimlerle besleyerek çok daha yararlı bir şekilde ortaya koymak mümkündür.
İkinci bir örnek, arşivlerde bulunan belge ve bilgilerden bazılarının kırıntı halinde basına aksettirilmesi veya yayınlanmasıdır. Bunu yapanların amaçları, niyetleri farklı farklı olabilir. Bazıları araştırma amacıyla kendi çalışmalarına kaynak gösterirken, bazıları da bu bilgileri bir üstünlük ve böbürlenme, maddi veya kişisel çıkar için kullanmış veya kullanmaktadır. Osmanlı Belgeleri’nde Dersim Tarihi (Osmanlıca-Türkçe 50 Orijinal Belge) gibi güzel bir çalışma Ahmet Hezarfen tarafından yayınlandı. Cemal Şener, bunu iddialı bir isimle ve şatafatlı bir önsöz ile yayınlasa da elli belgenin bir arada yayınlanması taktire değerdir. Ancak bunlar, belki de binde bire tekabül etmeyecek bir oran. Bu gibi belgeler kronolojik bir düzenlenmeyle biraraya getirilerek 1500’lerden günümüze ışık tutacak bir çalışma pekala ortaya konabilir.
Diğer bir örnek, özellikle 1937-38 soykırımı ve daha öncesindeki görsellere aittir. Bu görsellerin bir kısmı ailelerden ve harekata katılanlardan geriye kalmıştır. Önemli bir kısmı ise devlet arşivlerinde veya Nazmi Sevgen, N. Hakkı Uluğ gibi Dersim’de çalışma yapmış şahsiyetlerin eserlerinde yayınlanmıştır. Dersim ile ilgili yazan, çizen gazeteci, yazar birçok kişi ulaştıkları bu belgeleri, özellikle kanıt niteliğindeki resimleri çoğu zaman kaynak göstermeden yayınlamışlardır. Yeni bir tartışma açmamak için burada isim telaffuz etmeyeceğim. Ama kitaplarına ilgili ilgisiz resim koyanların, bunların kaynağını belirtmeyenlerin, en iyimser haliyle gerekli titizliği göstermeyenlerin yaratmış olduğu muazzam bir bilgi kirliliği vardır. İnternetin gelişmesi ile beraber bu bilgi kirliliği daha da yoğunlaştı. Örneğin ilgisi olmadığı halde darağacındaki bir resim Seyit Rıza diye sunulmakta, Polonya veya Ukranya’daki Nazi kamplarında çekilmiş çıplak kadın veya sürgün kafilelerinin resimleri Dersim’de olmuş gibi yayınlanmaktadır. Aynı şekilde Maraş katliamı veya Ermeni Soykırımı’na ait resimler de Dersim 1937-38’e ait gibi sunulabilmektedir. Oysa hem Dersim ve hem de Ermeni Soykırımı’na ait yeterince resim vardır. Özcesi Dersim’e ait resim gibi görsellerin bir araya toplanması, bunların kaynakları ile beraber kaliteli bir şekilde yayınlanması tarihimiz açısından bir ihtiyaçtır. Başta ellerinde bu değerli belgeleri bulunduranlar olmak üzere diğer tarih ve insanlık sever insanlar böyle bir çalışma yürütmek üzere adım atarlarsa çok iyi bir şey yapmış olacaklarıdır. Tabii gönül ister ki, böyle bir çalışma bir Dersim kurumu tarafından yapılsın. Böyle bir çalışmayı projelendirmek, sağlıklı bir sonuca vardırmak mümkün müdür? Dersim arşivi, Dersim müzesi, Dersim bilgi bankası, Dersim Dökümantasyon Merkezi gibi aynı veya yakın içerikli sorunlar ilk defa benim tarafımdan gündeme getirilmiyor tabii ki. Ancak bu ihtiyaç bütün sıcaklığı ile varlığını sürdürmektedir. Konuyu tartışmak ve bilince çıkarmak gerekiyor.
10.04.2016
Mustafa Kahraman