DERSİM MECLİS GİRİŞİMİN’DEN KAMUOYUNA:
Halkların Birbirlerini Boğazlamasına Hayır!
Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin yönettiği devlet, tam bir savaş seferberliğine çıkmış durumdadır. Ülkenin dört bir yanında dizginlerinden boşalmış bir baskı terör kol geziyor.
Halklara, inançlara, emek ve demokrasi güçlerine yönelik açık bir savaş ilan edilmiştir.
15 Temmuz İslamist darbe girişimini “Allah’ın bize lütfudur” diyerek kendisine muhalif olan her düşünce, kurum ve kişilere sistemli bir baskı ve şiddet uygulayarak İslamist diktatörlüğünü pekiştirmeye çalışmaktadır.
Tüm muhalif medya kuruluşları, aydınlar, sendikalar bu saldırıdan payını almış durumdalar.
Dün gece sabaha doğru HDP milletvekillerinin evleri basılarak, eşbaşkanlar da içinde olmak üzere 12 milletvekili gözaltına alındı. Bazıları tutuklandı. Diğerlerinin sorguları devam ediyor.
İslamist AKP rejimi, ülkeyi gerçek ve klasik anlamda bir iç savaşa ve halkları birbirlerini boğazlamaya sürüklemektedir.
AKP, Ortadoğu’da yaşanan keşmekeş ve bölgesel savaşı Türkiye topraklarına taşımak için büyük hazırlıklar yapıyor. AKP’nin savaş ve propaganda araçları, etkin ve kapsamlı bir mezhep ve etnik kimlik düşmanlığı kampanyası yürütmektedir.
Irak’taki Şii askeri milis örgütü Haşdi Şabi’nin IŞID’tan daha katliamci olduğunu işleyerek Türkiye’de Alevi katliamlarına ortam hazırlıyorlar. Haşdi Şabi Telafer’e yöneldi bahanesiyle sınırlara büyük askeri sevkiyatlar yapıyorlar.
Ülke nüfusunun yarısını düşman olarak ilan etmiş, iki düşman kamp karşı karşıya getirilmiş bulunuyor. Her konuda devletin bekası için yayın yapan Cumhuriyet Gazetesi gibi yer yer liberal sesler çıkaranlara bile gece baskınları düzenleniyor. Yönetici ve yazarları gözaltına alınarak soruşturmalardan geçiriliyor.
Dersim Meclis Girişimi olarak, her biri on binlerce oy almış Kürtler’in siyasi temsilcilerine, ilerici demokratik kurum ve kişilere uygulanan baskıları lanetliyor, HDP milletvekilleri, aydınlar, yazarlar, Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarının bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz.
Tüm ezilenleri birleşik mücadeleye davet ediyoruz.
Dersim Meclis Girişimi – Yürütme Kurulu
5 Kasım 2016
“Haftalardır Meclis girişiminin niteliği üzerine bir fikir alışverişi sürüyor. Önemlidir ve saygındır. Bu değerli ve önemli olan fikir alışverişi, nitelikli bir ortak akıl oluşturmaya doğru umut verici bir şekilde ilerlerken, niceliksel en ufak bir hata tüm süreci sekteye uğratabilir, öteleyebilir.
Meclisin niteliği hepimize bağlı iken, niceliği bugün, bu girişimde sorumluluk almış, faaliyetlerini yürüten insanlarda ve özellikle de yürütmesindedir.
Meclis girişiminin bu gün attığı, atacağı adımlar bizlerin tasarrufunda değildir. Karar mercileri değiliz. Ancak yürütme, bugün atılan, atılacak adımları belirleyen tek organdır. Gözlerini, yüzlerini, gönüllerini, ellerini meclise dönmüş insanlara karşı olan sorumluluklarını iyi değerlendirmeliler ve kılı kırk yarmadan adım atmamalıdırlar.
Bu güne kadar yürütülen fikir alışverişlerinde önemli mesafeler kat edildi. Birçok ilke netleşmeye başladı. Bunlardan biri de oluşacak meclisin, diğer kurumlara karşı olan tutumlarıdır.
Kurumlar arası kavgalara, kurumların iç sorunlarına taraf olmamak, meclisi bu tür çekişmelere göre konumlandırmamak, gördüğüm kadarı ile netleşmeye başlayan ilkelerimizden biridir. Güçlü bir talep olmadığı sürece, bu talep o kurumun çoğunluğu ve ya kurumun ilgilendirdiği kitlenin çoğunluğu tarafından gelmediği sürece, iç işlerine karışmak veya içişlerindeki sorunlara göre meclisi konumlandırmak ne akıllıcadır, ne meclisin sorumluluğundadır ne de meclisin haddinedir.
NOT:
Katılmamız gereken ancak, taraf olmamak adına katılmayacağımız etkinliklere katılmamamız, o etkinliği protesto ettiğimiz anlamına gelecektir. Katılmak taraf olmak ise, katılmamak da aynı ölçüde taraf olmak demektir.
_Zülfikâr Akar_