• Site Yönetimi
  • İletişim
  • Kütüphane / Shop
  • Video Galeri
  • Kırmancki/Zazaki
  • Kırdaski/Kurmanci
  • Deutsch
  • Français
  • Englisch
  • Üyelik Formu
  • Site Yönetimi
  • İletişim
  • Kütüphane / Shop
  • Video Galeri
  • Kırmancki/Zazaki
  • Kırdaski/Kurmanci
  • Deutsch
  • Français
  • Englisch
  • Üyelik Formu
TR TR
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Dersim Meclisi
    • Program Tartışmaları
  • Dersim
    • Basında Dersim
      • Dış basında Dersim
      • İç basında Dersim
    • Dersim Tarihi
    • Dil/Kültür
    • Inanç
  • Röportaj
  • Bildirge
  • Yayın İlkelerimiz
  • Bağış
  • Zazaca Dil Dersleri
Menü
  • Anasayfa
  • Gündem
  • Dersim Meclisi
    • Program Tartışmaları
  • Dersim
    • Basında Dersim
      • Dış basında Dersim
      • İç basında Dersim
    • Dersim Tarihi
    • Dil/Kültür
    • Inanç
  • Röportaj
  • Bildirge
  • Yayın İlkelerimiz
  • Bağış
  • Zazaca Dil Dersleri
loading...
SON HABERLER
  • Sürü Psikolojisi ve İnsanın Yaşam Hakkı’na dair
  • Kamuoyuna
  • Zaman Tünelinde Hayat Tüketmek
  • DERSİMLİ GENÇ YAZARLARA VASİYETİM – Celal Yıldız
  • MAZLUM DÊSİM HALKININ VİCDANI VE ADALET DUYGUSUNA!
  • Dersim Halkına ve Dünya Kamuoyuna
  • Peki Biz Ne Yaptık? – Nurcan Duman
  • AABF’nun NRW Eyaletinde „Kamu Tüzel Kişiliğe Sahip Kurum“ Olarak Kabul Edilmesini Selamlıyoruz!
  • Kızılbaş-Alevilerde ‘Rıza Şehri’ ve Hakikatçılar – İlyas Yer
  • 15 KASIM 1937 – SIMA MA VİRİ DERÊ!

15 KASIM 1937 – SIMA MA VİRİ DERÊ!

Yazar: celxerTarih: Kasım 11, 2020Kategori: GündemYorum YokOkunma: 773 Views
15 KASIM 1937 – SIMA MA VİRİ DERÊ!

Cumhuriyet hükümetinin 1937 yılında Elazığ’da kurduğu İstiklal Mahkemesi’nde İhsan Sabri Çağlayangil’in anlatımına  göre 72 Dersimli yargılandı. Bunlardan; Sey Rıza, Usenê Seydi, Fındıq Ağa (Qemer oğlu Fındık), Ali Ağa (Aliyê Mirzaliyê Sıli), Usênê Sey Rızay (Usen Resık), Hesen Ağa ve Hesenê İvraimê Qıji  Buğday Meydanı’nda kurulan Darağacı’nda 15 Kasım sabahı karanlığında öldürüldü.  

Yargılananların dördü ömür boyu, bir kısmı da otuz yıl hapis cezalarına çarptırıldılar. Bir kısmı ise beraat ediyordu. Hapis cezalarına çarptırılanlar da bir tür ölüme gönderiliyorlardı. Ömür boyu ve otuz yıl hapisle cezalandırılanların büyük çoğunluğu sürüldükleri batı illeri hapıshanelerinde hayatlarını kaybettiler. Onların da mezar yerleri meçhule kaydedildi. Bunlardan bilinen örnek; Cıvrayıl Ağayê Arekiyê’dir. İzmit hapishanesinde öldü ve mezar yeri bilinmiyor.

Gerek 15 Kasım 1937 karanlığında araba farlarıyla aydınlatılan Buğday Meydanı’nda darağacında öldürülenler, gerek batı illeri hapishanelerine ölüme göderilenlerden hiç biri devlete bir kurşun atmadığı gibi, ne Dersim ağalarıydılar, ne de her biri “isyan” diye propaganda edilen yalanın önderleriydiler.

Ancak bundan çok daha önemli bir şey vardı. O da; buğday Meydanı’nda, batı illeri hapishanelerinde, Derê Laçi’de, Bayaz Dağ’da, Saan’ın Sıncık Dağı’nda, Derê Avlosu’da, Mosımo Pak’ta, Cıvraklı Bertal Efendi’nin 53 kişilik aile kafilesinin katledildiği Remedan’da ve daha onlarca toplu katliam yerlerinde bize anlatılanlar: Dersim’in tarhi, inancı, kültürü, kendi kedini yönetme sanatı ve kısaca bütün bir kesintisiz yaşam felsefesinin ÖLDÜRÜLMESİDİR.

Dersim Tertelesi ve 15 Kasım idamları üzerinden tam 83 yıl geçti, yani bir asıra yakın bir zaman.  Bu bir asır boyunca devlet, Dersimliyi farklı kılan; tüm damarları üzerinde sistemli, planlı ve aralıksız çalıştı. Soykırım fiziki tasfiye ile sınırlı kalmadı. Prof. Fuat Köprülü gibileri ile Alevliğin özünü bozma, Sıdıka Avar projesi ile ana dili Kırmancki/Zazaki/Dımılki’yi unutturma kırımı sürdürüldü. Daha bir dizi başka alan çalışmalarıyla devam etti soykırım.

Dersim denilen tarih ve bu kara parçasının, yalın görününmü ve aktif figürllerinin Cumhuriyet’in komuta kademesinin özel olarak görevlendirdiği dönemin Malatya Emniyet Genel Müdürü İhsan Sabri  Çağlayangil’i hayretler ve hayranlık içerisine sürükleyen akıl ve hikmet; Dersim fikriyat dediğimiz şeyin ta kendisidir. Bu nedenle onları yalnızca 15 Kasım’larda değil, Dersim üzerinde düşündüğümüz her an, onların o Dersim tarihi, inancı, kültürü, gelenek ve görenekleri yüklü güzel hayatlarını hatırlamadan işe başlamayacağız.

Onları her zaman darağacına yürürken cumhuriyet kurucularını hayretler ve hayranlık içerisinde bırakan ve İhsan Sabri Çağlayangil’in anılarında özetlediği o VAKUR ve SOYLU duruşlarıyla bütün tarih boyunca anmaya devam edeceğiz.

Şiarımız boyun eğmemektir:
“Ben, senin yalan ve hilelerinle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de senin önünde diz çökmedim, bu da sana dert olsun.” 
(Seyit Rıza)

12.11.2020
Dersim Kongresi Meclisi

Paylaş
Tweetle
Paylaş
Paylaş

Welat ra

Ça „mayin“i en zêde Gola Dêsımi de estê?

Son Yazılar

Sürü Psikolojisi ve İnsanın Yaşam Hakkı’na dair
Sürü Psikolojisi ve İnsanın Yaşam Hakkı’na dair

Sürü Psikolojisi ve İnsanın Yaşam Hakkı’na dair

Kasım 14, 2022
Kamuoyuna
Kamuoyuna

Kamuoyuna

Haziran 22, 2022
Zaman Tünelinde Hayat Tüketmek
Zaman Tünelinde Hayat Tüketmek

Zaman Tünelinde Hayat Tüketmek

Mart 30, 2022
DERSİMLİ GENÇ YAZARLARA VASİYETİM – Celal Yıldız
DERSİMLİ GENÇ YAZARLARA VASİYETİM – Celal Yıldız

DERSİMLİ GENÇ YAZARLARA VASİYETİM – Celal Yıldız

Kasım 22, 2021
MAZLUM DÊSİM HALKININ VİCDANI VE ADALET DUYGUSUNA!
MAZLUM DÊSİM HALKININ VİCDANI VE ADALET DUYGUSUNA!

MAZLUM DÊSİM HALKININ VİCDANI VE ADALET DUYGUSUNA!

Ağustos 25, 2021

Yazarlar

Arşiv