III. Bölüm
1915’de Hozat’da Demografi ve Ermeni Nüfusu
1913-1914 tarihli Ermeni Patrikhanesi verilerine göre soykırım arifesinde, Hozat’a bağlı 17 köyde 281 haneden oluşan 1678 Ermeni yaşamaktadır. 1914 tarihli güncelleştirilmiş Osmanlı nüfus sayımında ise Hozat kazasının toplam nüfusu 13.025 olup bunun 11.874’ü Müslüman (%91) ve 1.151’i (%9) Ermeni olarak kaydedilmiştir. (İki kaynak arasındaki fark, 527 Ermeni’dir. Ancak, farkın esas nedeni, bazı köylerin farklı tarihlerde farklı kazalara -Çemişkezek ve Hozat’a- bağlı olmasından kaynaklanıyor olabilir). Hovsep Hayreni farklı kaynaklara dayanarak 1915 yılında Hozat ve bağlı 13 yerleşim yerinde 1.557 Ermeni’nin yaşadığını belirtmektedir, (H.Hayreni:511). Bu arada belirtelim ki soykırım arifesinde hem Hozat ve hem de diğer kazalardaki köylerin Ermeni nüfusu -bazı farklılıklara rağmen- ayrıntılı olarak tespit edilebilmiştir. (Hozat’taki nüfus oranları yaklaşık olarak yüzde 10 Ermeni, yüzde doksan Müslim olarak alınabilir).
İdari yapıdaki değişiklikler yani bazı köylerin bir sayımda Hozat’a, diğer sayım veya tespitte Çemişgezek’e bağlı gösterilmiş olması, nüfusun sayısı ve oranında bir farklılığa tekabül ettiği gibi bir karışıklığa da neden olmaktadır. Özellikle Ermeni kaynaklar, Ermeni nüfusunun az gösterildiğini belirtmektedirler. Ancak bu durum sadece Ermeni nüfus açısından değil, Zazaca ve Kürtçe konuşan Alevi nüfus açısından da aynı derecede geçerlidir. Dolayısıyla Dersim Sancağı’ndaki toplam nüfus ve bu nüfusun etnik ve dinsel oranı ve sayısı da tam olarak değil, ancak yaklaşık olarak alınabilir. Fakat yerele indikçe hangi kasaba, köy ve mezra da ne kadar nüfus yaşadığı tespit edildiğinde, bunun üzerine yapılan tartışmalar, bir nebze de olsa anlamsız kalmaktadır. Bu niyetle George Ağcayan (George Aghjayan) tarafından hazırlanıp Huşamadyan (Houshamadyan) sitesinde yayınlanmış olan, o dönemde Hozat’a bağlı veya yakın çevresindeki köy ve mezralardan Ermeni nüfusun yaşadığı 17 yerleşim yerlerinin adlarını aktarıyorum.
- Hozat kasabası (kaza merkezi): Xozat, 2. Ağzunig, Arsunik, Ağzunik (Kayabağ: Pertek): Ağzunıg, 3. Akrag, Agrak, Ekrek, Erkek (Gözlüçayır, Çemişgezek): Ekrage, 4. Brasdik, Prasdik (Tekeli köyü mezrası: Çemişgezek): Bıraştige, 5. Deke, Tage, Teke, Dekke, Tekia, Tehke (Toratlı: Çemişgezek): Dekke (Deqqe), 6. Hağtug, Hağtuk, Ahtuk, Akduk (Tekeli: Çemişgezek): Ağtuğe, 7. Halvori, Halvorig, Alevori (Karşılar: Hozat): Halvoriye (Halboriye), 8. Halvorivank (Hozat): Vank, 9. Khadisher, Khaghishar, Hadishar (Hozat, Kalecik köyü mezrası): Hadişêre), 10. Peyig, Payig (Çağlarca, Hozat): Peyk, 11. Sigedig, Sakedig, Segedik (Hozat, Kalecik köyü mezrası): Segedige, 12. Sin, Shin, Sen (Geyiksuyu, Hozat): Şine, 13. Sorpian, Sulpiyan (Yenidoğdu, Hozat): Sorpiyan, 14. Tashdag, Teshtek, Teshteg (Atadoğdu, Tunceli merkez): Teştege, 15. Undjghag, Endjagha, Indjiga, Endjeghag (Altınçevre, Hozat): İncige, 16. Yergan, Ergan, Yergayn, Yergayn-Ungoyz (Geçimli, Hozat): Ergan, 17. Zembegh, Zumpugh, Zampegh, Zumpegh. (Muhtemelen Geyiksuyu bölgesindeki Zımek: Zımege olup, bugün Çığırlı adıyla bilinmektedir.)
1915 öncesinde bazen Hozat’a ve bazen de Çemişgezek’e bağlı olarak kaydedilmiş olan bu köylerde az veya çok Ermeni nüfus bulunmaktadır. Yazarın kendisinin de belirttiği gibi bu yerleşim yerlerinin çoğu, nüfusun karışık olarak yaşadığı yerlerdir. Hozat’a bağlı olan yerlerden sadece ikisinin nüfusu Ermenilerden oluşmaktadır. Bunlardan biri, şimdi Tekeli adıyla Çemişgezek’e bağlı olan Hağtug (Hağtuk, Ahtuk, Akduk (Aktuğe/Ağtuğe) köyü olup 1902’de Çemişgezek Piskoposluğu kayıtlarına göre, 264 kişiden oluşan 40 hane Ermeni’nin yaşadığı köydür. Diğeri ise Brasdik, Prasdik (bugün Çemişgezek, Tekeli köyünin bir mezrası) olup Mamuret-ül Aziz 1894 salnamesine göre 10 Ermeni (7 erkek, 3 kadın) 3 hane halinde yaşamaktadır ve köyde hiç Müslüman yoktur. (1902’de bu mezra bir harabe halinde olup 1914’te ise hiç Ermeni yoktur). Ermeni nüfusun yoğunluk gösterdiği Hozat’a bağlı diğer köyler ise bugün Yenidoğdu adıyla Sorpiyan (20 hane), Altınçevre adıyla İncige (40 hane) olup diğerlerinde 5 ile 10 hane Ermeni’nin yaşadığı kaydedilmiştir. Bugün bu yerleşim yerleri Çemişgezek, Pertek, Hozat ve biri de Tunceli Merkez’e bağlıdır. Mümkün olduğu kadar parantez içinde Ermenice ve/veya eski Osmanlı kayıtlarına dayanan isimlerle beraber bugünkü adlarını, bağlı olduğu idari birimi ve Zazaca biçimlerini de vermeye çalıştım. (Buna rağmen bazı eksiklikler ve hatalar olabilir). Ayrıca belirtmek gerekir ki, bu listede Ermenilerin yaşamış olduğu bazı yerleşim yerlerinin adları ya yoktur ya da belirsizdir. Mesela Zimek ve Torut gibi. Geyiksuyu bölgesinde bulunan Zımek’in bugün Çığırlı ve Torut’un da Taşıtlı adıyla bilindiğini eklemeliyim. Burada detaylara girmiyorum, sadece güncelleştirilmiş olan 1914 tarihli Osmanlı resmi kayıtlarına göre Hozat ve köylerinde toplam 1.151 Ermeni’nin yaşadığını vurgulamakla yetiniyorum. Bunun anlamı, yaklaşık olarak yüzde on olan Ermeni oranı ve sayısının küçümsenmemesi ve aynı şekilde de abartılmamasıdır.
Ermenilerin yaşadığı hemen hemen bütün yerleşim yerlerinde Kilise veya Manastır olması çok doğaldır. H. Hayreni’nin yazdığına göre Hozat’da “12 kilise ve çoğu harabeye dönmüş bir dizi manastır ile 180 öğrencinin ders gördüğü 4 okul vardı.” (Hayreni:511).
Hozat Ermenilerine Ne Oldu?
Görgü tanıklarının anlatımlarından Hozat Ermenilerinin 1915 yılının ilkbahar-yaz aylarında sürgün edilmek üzere toplanıp yola çıkarıldıkları anlaşılmaktadır. Sürgün için toplanan Erkeklerin daha sonra jandarma tarafından kırdırıldıkları, kadınların din değiştirmeye zorlandıkları belirtilmektedir. Kaçan bazılarının aşiretlere sığındığı, bazı kız ve erkek çocukların evlat edinildiği ve daha sonra evlendirildikleri anlaşılmaktadır. Ama tümünün akibeti konusunda ayrıntılı bilgi yoktur.
Surp Garabet Monastery, or Halvori Vank, A Journey in Dersim 1914_L. M-Seel
Halvori Vank veya Surp Garabet Manastırı (1937 veya 1938 civarı, Huşamadyan)
Halvor Manastırı yıkımından sonra çekilmiş bir fotoğraf, 1937 veya 1938 civarı (Huşamadyan)
Ergan (Geçimli) Kilisesi, Hozat
IV. Bölüm
1915’de Mazgirt’de Demografi ve Ermeni Nüfusu
Patrikhane kayıtlarına göre, Mazgirt (Medzgert) kasabasında ve Mazgirt’e bağlı köylerde yaşayan Ermeni nüfus sayısı 1.835 kadardır, (Hayreni:516). (Ermeni Patrikhanesi’nin nüfus sayımında ise soykırım arifesinde, 12 köyde 254 hanede yaşamakta olan 2.129 Ermeni tespit edilmiştir, Houshamadyan.org).
Osmanlı’nın 1914 kayıtlarında Mazgirt’teki Müslüman nüfus 14.323 (%90) iken, Ermeni sayısı 1.483 (%10) olup, toplam nüfus 15.806’dır, (Houshamadyan.org). Mazgirt ve köylerinde yaşayan Ermeni nüfusun, Müslüman nüfus ile karışık yaşadığı anlaşılmaktadır. 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre sadece “iki köyün nüfusunun tamamen Ermenilerden oluştuğu belirtilmiştir.” Bunlardan biri, 32 haneden ve 183 kişiden (110 erkek ve 73 kadın) oluşan Temurtaht (Temürtaht) köyüdür. Diğeri ise, Sidbek adıyla kaydedilmiş olan ama daha sonraki kayıtlarda adına rastlanmayan “1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’de tamamı Ermeni olan köyün nüfusu, sadece 8 kişi (6 erkek ve 2 kadın) ve 2 haneden oluşmaktadır.” Muhtemelen mezra olup küçük bir yerleşim yeri olmasından ötürü sonraki kayıtlarda adına rastlanmamaktadır. Karışık yaşanan köylerden Ermeni nüfusunun yoğun olduğu Mazgirt’e bağlı başlıca köyler ise şunlardır: Mazgirt kasabası, Çukur (Çuxure), Danaburan, Canik (Aydınlık), Lazvan (Aslanyurdu), Masdan (Ortaharman), Şordan (Ağaçardı) köyleri.
Ermenilerin Yaşadığı Mazgirt ve Bazı Bağlı Köylerinde Durum
Mazgirt Kasabası: 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre Mazgirt kasabasının nüfusu, 628 Ermeni (339 erkek ve 289 kadın) ve 295 Müslüman (147 erkek ve 148 kadın), toplam 140 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında nüfus artmış, 150 hanede 1200 Ermeni’ye yükselmiştir.
Anbar [Ambar]: Bugün “Ambar” adıyla Tunceli Merkez’e bağlı olan Anbar için sadece 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi Ermeni nüfusundan bahseder. Köyün nüfusu, 10 Ermeni (5 erkek ve 5 kadın) ve 34 Müslüman (16 erkek ve 18 kadın), toplam 8 haneden oluşmaktadır. 1914’te hiç Ermeni yoktur.
Dallıbel: (Beroş, Beroç, Beroc). Bugün Mazgirt’e Dallıbel adıyla bağlı olan Beroc’da 3 hanede 25 Ermeni’nin yaşadığı belirtilmektedir.
Çukur [Çukur]: Bugün Tunceli merkeze bağlı olan “Çuxure” köyünün, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre nüfusu, 35 Ermeni (15 erkek ve 20 kadın) ve 51 Müslüman (22 erkek ve 29 kadın), toplam 30 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında nüfus artmış, 10 hanede 50 Ermeni’nin yaşadığı belirtilmektedir.
Danaburan [Danaburun]: Bugün de Mazgirt’e Danaburan adıyla bağlı olan köyün, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne nüfusu, 70 Ermeni (40 erkek ve 30 kadın) ve 230 Müslüman (148 erkek ve 82 kadın), toplam 55 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında 5 hanede yaşayan 70 Ermeni kaydedilmiştir.
Koçkuyusu [Dilan Oğlu, Dilan Oğli]: Bugün Mazgirt’e Koçkuyusu adıyla bağlı olan köyün, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre nüfusu, 35 Ermeni (23 erkek ve 12 kadın) ve 25 Müslüman (14 erkek ve 11 kadın), toplam 17 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında nüfus iyice düşmüştür, köyde yaşayan 5 Ermeni kaydedilmiştir.
Dazkaya (Hazez, Hasorik): Bugün Dazkaya adıyla Mazgirt’e bağlıdır. 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre köyün nüfusu, 5 Ermeni (3 erkek ve 2 kadın) ve 41 Müslüman (20 erkek ve 21 kadın), toplam 15 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında köyde hiç Ermeni kaydedilmemiştir.
Aydınlık (Canik, Canig): Bugün Aydınlık adıyla Mazgirt’e bağlı olan köy, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesine göre, 80 Ermeni (53 erkek ve 27 kadın) ve 252 Müslüman (141 erkek ve 111 kadın), toplam 69 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında köyde hiç Ermeni kaydedilmemiştir.
Kardere (Sülüntaş): Bugün Sülüntaş adıyla Mazgirt’e bağlı olan Kardere köyünün nüfusu,1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesine göre, 32 Ermeni (17 erkek ve 15 kadın) ve 285 Müslüman (161 erkek ve 124 kadın), toplam 76 haneden oluşmaktadır. 1914’de hiç Ermeni yoktur.
Bulgurcular (Karmsi, Garmsi, Komis): Bugün Mazgirt’e Bulgurcular adıyla bağlı olan köyde, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre 15 Ermeni (10 erkek ve 5 kadın) ve 22 Müslüman (12 erkek ve 10 kadın), toplam 7 hane yaşamaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında köyde hiç Ermeni kaydedilmemiştir.
Alanyazı: (Khozınküğ, Khozenküğ, Kuşdun): Bugün Alanyazı adıyla Mazgirt’e bağlı olan köy, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre 45 Ermeni (28 erkek ve 17 kadın) ve 103 Müslüman (48 erkek ve 55 kadın), toplam 28 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında 5 hanede yaşayan 50 Ermeni kaydedilmiştir.
Obrukkaşı (Lamk, Lemk): Bugün Obrukkaşı adıyla Mazgirt’e bağlı olan köy, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre, 26 Ermeni (12 erkek ve 14 kadın) ve 17 Müslüman (9 erkek ve 8 kadın), toplam 13 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında 5 hanede yaşayan 62 Ermeni kaydedilmiştir.
Aslanyurdu (Lazvan, Onbaşılar): Bugün Aslanyurdu adıyla Mazgirt’e bağlı olan Lazvan köyü, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre, 75 Ermeni (48 erkek ve 27 kadın) ve 22 Müslüman (14 erkek ve 8 kadın), toplam 28 haneden oluşmaktaydı. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında 8 hanede yaşayan 83 Ermeni kaydedilmiştir.
Ortaharman (Masdan, Mastan, Mestan): Bugün Ortaharman adıyla Mazgirt’e bağlı olan Mastan köyü, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre, 154 Ermeni (98 erkek ve 56 kadın) ve 199 Müslüman (122 erkek ve 77 kadın), toplam 64 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında 30 hanede yaşayan 207 Ermeni kaydedilmiştir.
Doluküp (Merkho, Markho; Merxo): Bugün Tunceli merkez ilçeye Doluküp adıyla bağlı olan Merxo köyü, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre, 11 Ermeni (7 erkek ve 4 kadın) ve 30 Müslüman (18 erkek ve 12 kadın), toplam 13 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında köyde hiç Ermeni kaydedilmemiştir. (Merxo adıyla bilinen bir köy de bugün Ovacık ilçesine Cevizlidere adıyla bağlıdır, karıştırılmamalıdır).
Kocakoç (Pakh; Pax): Bugün Tunceli merkez ilçesine Kocakoç adıyla bağlı olan Pax, aynı zamanda nahiye merkezidir. 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre köyün nüfusu, 12 Ermeni (12 erkek ve 0 kadın) ve 27 Müslüman (12 erkek ve 15 kadın), toplam 15 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında 8 hanede yaşayan 72 Ermeni kaydedilmiştir.
Ağaçardı (Şordan, Şorda): Bugün Mazgirt ilçesine Ağaçardı adıyla bağlı olan Şordan köyü, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre, 120 Ermeni (77 erkek ve 43 kadın) ve 39 Müslüman (19 erkek ve 20 kadın), toplam 28 haneden oluşmaktaydı. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında 15 hanede yaşayan 150 Ermeni kaydedilmiştir.
Temürtaht (Tamurdağ, Tamudağ, Tamurtağ, Demirtaht, Temurtext): Bugün Temürtaht adıyla Mazgirt’e bağlı olan köy, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre tamamı Ermeni nüfusa sahip olup, 183 kişi (110 erkek ve 73 kadın) ve 32 haneden oluşmaktadır. 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında nüfus azalmış, 15 hanede yaşayan 155 Ermeni’ye düşmüştür.
Aktuluk (Türüşmek, Turuşmeg, Turuşmag, Tirişmeg; Turusmege, Türüşmege): Bugün Aktuluk adıyla Tünceli merkez ilçesine bağlı olan Türüşmege köyü, 1894 Mamuret-ül Aziz Salnamesi’ne göre, 11 Ermeni (4 erkek ve 7 kadın) ve 21 Müslüman (11 erkek ve 10 kadın), toplam 13 haneden oluşmaktadır. Fakat 1914 Ermeni Patrikhanesi sayımında köyde hiç Ermeni kaydedilmemiştir.
Mazgirt’de “Ortaçağdan kalma yedi kilsenin kalıntıları…” ile “kentin yakın çevresinde çoğu harabe olmuş 15 manastır ve iki mağara kilise bulunuyordu.” (Hayreni: 516). “Şehirde 1910’lu yıllardan itibaren İstanbul’daki “Miatsyal” Derneği’nin himayesine geçmiş bir Ermeni okulu vardı. 1901 verilerine göre öğrenci sayısı 109’du: 80 erkek, 29 kız” (Houshamadyan.org).
Mazgirt Ermenilerine Ne Oldu?
Mazgirt Ermenileri de 1915 yazında kırım ve sürgüne uğrarlar. Görgü tanıklarının anlatımlarına göre özellikle yetişkin erkekler ve askere alınmış olanlar bölgelerindeki belli noktalarda kırılmışlardır. Kadın, çocuk ve yaşlıların bir kısmı Harput’a ve oradan da daha batıya sürülmüş, yollarda kırılmış, kalanlar ise çevrelerindeki aşiretlere sığınmışlardır. (Mazgirt’deki kırımlarda Jandarma yanında silahlı Palu Zazaları’nın da önemli bir rol oynağı belirtilmektedir, (Hayreni: 517).
Mazgirt Kazası⁵
V. Bölüm
Nazımiye, Ovacık ve Pülümür’de 1915
Bu yıllarda Nazımiye ve Ovacık gibi kazalarda çok az sayıda Ermeni’nin yaşadığı anlaşılmaktadır. 1914 Osmanlı nüfus güncellemesinde Nazimiye’de 7.276 Müslüman, 7 Rum, 89 Ermeni olmak üzere toplamda 7.372 kişi yaşıyordu. Ovacık’ta ise 4.165’i Müslüman, 10’u Ermeni olmak üzere toplamda 4.175 nüfus yaşıyordu. (K. Karpat:220)².
O dönemde Pülümür Erzincan sancağına bağlıdır. 1288/1871 Osmanlı kayıtlarında Pülümür’ün toplam nüfusu 7.896 olup bunun 6.705’i Müslim, 1.191’i Ermeni olarak kaydedilmiştir. (Z. Koçak:32)³. Fakat, George Aghjayan bunun sadece erkek nüfusa tekabül ettiğini belirtmektedir, (G. Aghjayan: 52)⁴. Bu durumda kadın nüfus eklendiğinde sayı yaklaşık olarak iki katına çıkar. 1894 sayımında ise toplam nüfus 8.583 iken, erkek 4.668, kadın 3.915 gösterilmiş olup Ermeni nüfus sayısı belirtilmemiştir (veya tespiti henüz yayınlanmamıştır). Sonraki kayıtlarda Ermeni nüfusu düşüş göstermiştir. 1899 Osmanlı nüfus istatistiklerinde Müslim nüfus 5035, Ermeni sayısı 435; yine 1914 Osmanlı kaydında toplam nüfus 12.266 iken, bunun 11.755’i Müslim, 511’i Ermeni olarak gösterilmiştir. Sonuç olarak, Osmanlı kayıtlarına göre 1914’de Pülümür’de 511 Ermeni vardı. (Z.Koçak:33). Ermeni Patrikhanesi tahminlerine göre ise yaklaşık yüz hanede bin kişi yaşıyordu, (G. Aghjayan: 53).
Raymond Kevorkian soykırım arifesinde Pülümür ve bağlı köylerinde 862 Ermeni’nin yaşadığını belirtmektedir. Bunların yaşadığı başlıca yerleşim yerleri Perginiye (Pergri/Pergiri: Pergini: Yelekli: Kırklar) köyü (37 hane, 358 kişi), Thanzıge/Thanjige (Dantsig/Danzik: Dereboyu) köyü (31 hane, 287 kişi), Gersunet/d (Gersenud/Gersinut: Ardıçlı) köyü (12 hane 164 kişi); ve Pülümür kasabasında 4 hanede yaşayan 53, toplamda 862 kişinin bulundukları yerlerde katledildiklerini yazmaktadır, (Ermeni Soykırımı, s. 437). Fakat, biz biliyoruz ki, Dersim ve Pülümür’deki Ermenilerin tümü öldürülmemiştir. Bunların bir kısmı dağlık alanlara kaçmış ve çevredeki aşiretlere sığınmıştır. Nitekim 1937/38 Dersim Soykırırmı’nı yaşamış görgü tanıklarının anlatımlarından Dersim’de ve Pülümür’de hala bazı Ermenilerin yaşadığını, bunların Dersimli Alevilerden ayrılarak ayrı noktalarda kırıldıklarını biliyoruz. (1915 ve 1938’de Pülümür-Danzik Ermenileri Nasıl Kırıldı? https://www.facebook.com/torne.geyali/videos/vb.100002740730111/1097127290388618/?type=3&theater
1927 sayımında Pülümür nüfusu toplamda 10.573 kişi olarak gösterilirken, Ermeni nüfus belirtilmemiştir. Ali Kemali de, 1930’lara ait köy nüfusunu ayrıntılı olarak verirken Ermeni nüfustan bahsetmemektedir.
Pülümür’ü de Dersim Sancağına dahil edersek, Birinci Dünya Savaşı yıllarında yaklaşık 100 bin nüfusun yaşadığı, bunun 20 bin kadarının başka bir deyişle genel nüfusun yüzde yirmisinin Ermeni olduğu söylenebilir. Dersim Sancağındaki Ermeni nüfusunun 15 bin kadarının Çarsancak, Peri, Çemişgezek ve bağlı yerleşim yerlerinde, 5 bin kadarının da Mazgert, Hozat, Pülümür gibi Dersim’in daha iç kesimlerinde yaşadığı varsayılabilir.
1915 yılındaki sürgün ve kırımdan sonra Dersim sancağındaki Çarsancak, Peri, Pertek, Çemişgezek ve bağlı köylerinde neredeyse hiç Ermeni kalmamıştır. Buralardaki Ermeni malları ve arazileri, Sünni Türk ve Kürtler tarafından gasp ve talan edilmiştir. Sağ kurtulanların bir kesimi Dersim’in iç kesimlerine sığınmıştır. Mazgirt, Hozat ve Pülümür dahilindeki Ermeni nüfusun da büyük çoğunluğu kırılmış veya sürülmüştür. Kalanların çoğu, mal ve mülklerini terk ederek çevredeki aşiretlere sığınmıştır. Dersim’in çevresi ile karşılaştırıldığında iç kesimlerde kurtulanlar oran olarak daha fazladır. Kurtulan bu nüfusun bir kısmı 1938’e kadar bölgede varlığını sürdürmüştür. Bir kısmı ise dışardan sığınanlar ile beraber, daha sonraki süreçte ve özellikle Ruslar’ın Erzincan’ı işgalinden sonra (Temmuz 1916) Dersim’den ayrılarak kendileri açısından daha güvenli olan Rus işgalindeki yerlere gitmişlerdir.
Thanzıge (Danzik): Dereboyu Köyü_www.facebook.com/PülümürVeKöyleri
VI. Bölüm
Dersim’in Çevre Bölgelerinde Durum
Dersim coğrafyasını, idari ve sosyal yapısı ile demografisini değerlendirirken bazı noktaları kesin yargılarla ifade etmek yanlış ve yanıltıcı olabilir. Dersim’in idari yapısı sık sık değişiklikler göstermiştir. Bu yüzden hem coğrafi alanı ve hem de nüfusu istikrarlı bir durum arz etmekten uzaktır. 16. yüzyılda Çemişgezek olarak kurulan sancak, yaklaşık olarak bugünkü Tunceli iline tekabül etmektedir. 19. yüzyıl ortalarında merkezi Hozat olarak oluşturulan Dersim Sancağı da, bir dönem aynı alanlara tekabül ederken, daha sonra batıya doğru genişleyerek Koçgiri bölgesini de içine almıştır. Mamürat-ül Aziz (Harput), Erzurum ve hatta Diyarbekir vilayetlerine idari bağımlılığı gibi yönetim merkezi de sık sık değişmiştir. Yanı sıra Dersim Sancağına bağlı kazalar da sık sık eklenip ayrılmış ve sabit bir idari yapı söz konusu olmamıştır. Bu durum 1938’e kadar sürmüştür.
Yeri gelmişken belirtelim ki gerek bazı tarihçi ve yazarlar ve gerekse bölge insanı bazı Dersimliler, belki de bu değişken yapının da etkisiyle Dersim sınırlarını Batı’da Sivas’a, Doğu’da Erzurum, Bingöl ve Muş’a, Güney’de Harput’a (Elazığ) ve Kuzey’de Erzincan’ı içerecek şekilde genişletmektedirler. Mesela Mazhar Eren, İ. Yılmazçelik bunlara örnek gösterilebilir. Evet, bir bakımdan bu yaklaşım makul karşılanabilir. Nüfusun esas itibariyle Alevi olması bu yaklaşıma haklılık kazandırabilir. Diğer yandan nüfusun bu sosyal yapısından ötürü, Osmanlı da, genelde hangi idari birime bağlı olduğuna bakmaksızın bu geniş coğrafyada yaşayan nüfusa aynı veya benzer yaklaşım içerisinde olmuştur. Üstelik, denebilir ki, idari yapılanma sonuçta egemen erkin egemenliğini daha kolay sürdürmesi için planlanmıştır ve çoğu zaman halkın istekleri ve sosyal yapısı dikkate alınmamıştır. Ama yine de Dersim, idari olarak hiçbir zaman bu kadar geniş coğrafyaya tekabül etmemiştir. Bu bakımdan Erzincan’da Karasu’nun Kuzeyi Tercan’a kadar, Doğuda Kiğı, Varto, Hınıs, Güneyde Karakoçan ve Harput hiçbir zaman idari olarak Dersim’e dahil olmamıştır. Yerli milliyetçiler, bir takım ilkel duygularla bu çevre bölgeleri Dersim’e dahil ederken, Ermeni sorunu söz konusu olduğunda buralarda yaşayan Ermeni nüfusu görmezlikten gelirler.
İç ve Dış Dersim Haritası _ Abdulkadir GÜL⁶
Tarih, 1915’e doğru ilerlerken Dersim’in kuzeyini boydan boya çevrelen Erzincan sancağı o zamanlar Erzurum vilayetine bağlıydı. Bu sancağa bağlı olarak Kemah, Gercanis (Refahiye), Kuruçay ve Pülümür kazaları vardı. Sancak sınırları içindeki kaza merkezleri ile 66 köyde, 1913 patrikhane verilerine göre toplam 37.612 Ermeni yaşıyordu.
Eski Yerleşim İsimleriyle Erzincan⁷
Erzurum vilayetine bağlı olan Tercan ve Kiğı kazaları da kuzeydoğudan Dersim’e bitişik olup Ermeni nüfusun nispeten yoğun olduğu yerlerdi. Patrikhane verilerine göre 1914’de Tercan kazasının 37 köyünde 11.690; Kiğı’da ise 51 yerleşim biriminde 19.859 Ermeni yaşamaktaydı, (H.Hayreni, Yukarı Fırat Ermenileri 1915 ve Dersim).
Tercan Kazası⁸
Dersim’in Güneyine tekabül eden Harput’ta ise Patrikhane kayıtlarına göre 6.166 hanede 39.788 Ermeni yaşamaktadır. 1914 yılında güncellenen Osmanlı nüfus sayımına göre ise Harput Kazası’nda 78.906 Müslüman ve 3
8.190 Ermeni yaşamaktadır, (Kaynak: Houshamadyan.org). Bu rakamları yuvarlarsak 80 bin Müslüman, 40 bin Hıristiyan (bunun 991’i Süryani) olarak alınabilir. O dönemde Diyarbakır vilayetine bağlı olan Dersim’in hemen bitişiğindeki Palu’daki yoğun Ermeni nüfusu da göz önünde bulundurmak gerekir. 1914’de 15.75
3 kişiyi barındıran 37 Ermeni köyü ve kasabasıyla P
alu, Ermeni nüfusunun yok edildiği yerleşim yerlerinden biridir. Ayrıca başta Erzurum olmak üzere doğudan sürgüne gönderilenler Tercan, Erzincan ve Kiğı üzerinden Harput’a gönderilmektedir. Sürgün kafilelerinden kaçıp kurtulan bir çok Ermeni, zorunlu olarak Dersim’e sığınmaktadır.
Dersim’e Sığınan Ermeniler
Dersim’e sığınan Ermenilerin, Rus bölgesine geçenlerin ve kalanların net sayıları bilinmemektedir. Bu konuda değişik kaynaklarda farklı rakamlar belirtilmiştir. Büyük bir kargaşa ve felaketin yaşandığı savaş koşullarında bu sayıyı tam olarak tespit etmek de neredeyse imkansızdır. Yine de bu sayının on binler ile ifade edildiğini söyleyebiliriz. Örneklemek gerekirse, o dönemi yaşamış olan yazarlardan biri olan Garo Sasuni, “20.000 Ermeni”nin Dersim’e sığınarak kurtulduğundan bahseder, (G. Sasuni:163)⁹. M. Nuri Dersimi ise, Dersimlilerin 36.000 Ermeni’yi kurtardıklarını belirtir, (N.Dersimi: 46)¹⁰. Bu örnekler çoğaltılabilir. Fakat belirtmek gerekir ki, bu rakamların hepsi tahminidir, gerçek rakam hiçbir zaman bilinemeyecektir. Araştırmacı yazar Hovsep Hayrani bu durumu şöyle değerlendirir: “Dersim yoluyla kırımdan kurtulan Ermenilerin sayısı hakkında 6 binden 40 bine kadar değişen tahminler yapılmaktadır. 30-40 bine varan tahminlerin abartılı olduğunu düşünebiliriz..,” “…1916 ortaları için bunu baz alırsak, 1917 sonlarına kadar dış çevrelerden geçiş yapanlarla toplam sayının 15-20 bine ulaşmış olması mümkündür” (H.Hayreni:591) diyorsa da, kendisi de pekala yanılabilir.
Dersim’e sığınmış olan bu on binlerce Ermeni’nin ne kadarı kalmıştır, ne kadarı Ruslar’a sığınmıştır? Bu açık bir soru olarak durmaktadır. Ancak bir tahminde bulunmak gerekirse, Dersim’in dışından ve çevre bölgelerinden sığınanların büyük çoğunluğu Dersim’de kalmamıştır, Rus denetimindeki bölgelere geçmiştir. Fakat Dersim’in yerlisi olan Ermenilerin hayatta kalanları, ya sonraları tekrar köylerine dönmüş veya yine Dersim’de farklı yerlere yerleşerek kalmıştır.
Katliam ve sürgünler daha çok 1915’in bahar ve yaz aylarında yaşanmıştır. 1915’in baharında Doğu’dan yola çıkarılan sürgün kafilelerinden sağ kalanlar yaz aylarında Harput’a ulaşıyorlar. Yani ayni dönemde bu kafilelerden kaçıp kurtulanlardan bazıları da Dersim’e ulaşıyorlar. Dersim’de aşiretler arasında barınan bu binleri bulan kaçaklar, 1916 yazında Rusların Erzincan’ı işgalinden itibaren yine aşiretler vasıtasıyla Rus kontrolü altındaki bölgelere ulaştırılırlar. Ruslar, 1917 sonlarında işgal ettikleri bölgelerden çekilince, idare Ermenilerin eline geçer. Fakat Ermeniler bölgeyi ellerinde tutamaz. Osmanlı ordusunun, yerel milislerin yardımıyla başlatmış oldukları karşı saldırı sonucunda Ermeniler, Erzincan’dan doğuya doğru adım adım geri çekilirler. Bu geri çekilme sırasında da Ermeniler, oldukça büyük zayiatlar verirler.
1915’ten itibaren Dersim’e sığınan Ermeniler, Dersimliler tarafından korunurlar, Osmanlıya teslim edilmezler. 1915-16 yıllarında Dersimlilerin önemli bir bölümü Osmanlıya karşıdır. Hatta Aliyê Gaxi önderliğinde 1916 başlarında Nazımiye merkezli zamansız bir ayaklanma da düzenlenir. Ayaklanma başarısızlıkla sonuçlanır. Yapılan zulümlerden ötürü birçok aşiret Osmanlıya karşı kin doludur. (Bu ayaklanmada Ermenilerin ve Rusların rolünün ayrıca tartışılması gerekir). Dersim aşiretlerinin önemli bir kesimi ise ayaklanmaya katılmaz veya tarafsız kalırlar ama onlar da Osmanlı’nın baskılarına boyun eğmez ve Ermenileri teslim etmezler. Fakat, kısmen 1916 sonbaharında, genel olarak da 1917 yazından itibaren Dersimlilerin tavrı değişir. Osmanlı’nın açık teşvik ve destekleriyle oluşturulan “Dersim Milis Birlikleri” Pülümür cephesinde Ruslar ve Ermeniler ile çatışmalara girerler. 1917 sonlarında Rusların çekilmesinden sonra ise, bölgede kalmış olan Ermenilere karşı Osmanlı ile beraber Ermeni birliklerine karşı savaşırlar. 1918 kışından baharına kadar Erzincan ile Erzurum arasındaki bölge Dersim Milis Birlikleri sayesinde Osmanlı ordusunun hakimiyetine girer. Bu çatışmalar sırasında Dersimlilerin kendileri de kısmi kayıplar verseler de, Ermenilerin kayıpları çok daha fazladır. Bu katliamlarda Dersimlilerin, Dersim Milis Birliklerinin rolünün değerlendirilmesi başlı başına bir konu olduğundan bu makalede detaylara girmeyeceğim. Ama bu konunun mutlaka değerlendirilmesi gerekir.
VII. Bölüm
Dersim’de 1938’de Ermeni Nüfusu
1927 yılındaki TC’nin ilk nüfus sayımında anadil itibariyle Türkiye’deki toplam Ermeni nüfusu 64.745 olarak gösterilmiştir. 2-2.5 milyon Ermeni nüfusundan geriye kalanların sayısı! Bu nüfus sayımında ve daha sonraki 1935 sayımında Dersim, Elazığ (Harput) vilayetine bağlı gösterildiğinden Ermenilerin Dersim’deki sayısı belli değildir. Bu sayımda Elazığ vilayetinin toplam nüfusu 213.633 kişi olup vilayetdeki Ermeni nüfusu ise 2.399 kişi olarak gösterilmiştir. Bu tarihte Elazığ vilayeti ise merkez (Harput), Ovacık, Baskil, Palu, Pertek, Çemişgezek, Çapakçur, Hozat, Keban, Genç, Mazgirt ve Maden kazalarından oluşmaktadır. 1935 Nüfus sayımında ise Elazığ’daki toplam 253.141 kişiden, 707’si Ermeni olarak gösterilmiştir. 1940 yılında yeni kurulmuş olan Tunceli vilayetinin ilk nüfus sayımında toplam 90.446 kişinin yaşadığı kaydedilmiştir. İlk defa 1945 sayımında 2, 1950 sayımında 28, 1955 sayımında 13 ve 1960 sayımında 8 kişinin Ermenice konuştukları kaydedilmiştir. (K: Türkiye Nüfus Sayımlarında Azınlıklar). 19. ve 20. yüzyıl Osmanlı ve Cumhuriyet nüfus sayımlarında Hıristiyan nüfus yer yer Katolik, Ortodoks, Protestan ve Ermenilerin ana mezhebi olan Gregoryan şeklinde ince detaylarla verilmiştir. Misyonerlerin de benimsediği bu yöntem, kategorik olarak doğru görünüyorsa da, “ince” amaç ve hedefler söz konusu olduğundan güvenilir değildirler. Ermeniler, genelde sadece Gregoryan olanlardan ibaret sayılmış, Protestan, Katolik ve Ortodoks olanlar ayrı kategoriler olarak tasnif edilmişlerdir. Çoğu zaman bu Hıristiyan gruplar ile anadil grupları birbirini tutmamaktadır. Yani hem dine ve mezheplere göre ve hem de dile göre veriler güvenilir olmadığından buraya almıyorum. -(Pertek’de küçük bir Süryani-Katolik grubun, Çemişgezek’te ise 267 Ortodoks Rum’un varlığı hariç tutulursa)- Dersim’de Ermeniler dışında neredeyse hiç ya da hiç denecek kadar başka bir Hıristiyan grup olmadığından zaten böyle bir tasnif de gereksiz kalacaktır.
Cumhuriyet dönemindeki nüfus verilerinden hareket ederek Ermenilerin Dersim’deki varlığı hakkında sağlıklı şeyler söylemek mümkün değildir. Hatta sadece Dersim’de değil, bütün Türkiye’deki Ermeni varlığı konusunda tahminlerde bulunmak çok güçtür. Çünkü, birincisi, Ermenilerin zaten genel nüfusu konusunda bir mutabakat yoktur. Kimliksiz, kayıtsız birçok Ermeni vardır. Dolayısıyla her türlü tahmin yanıltıcı olabilir. İkincisi, din değiştirme ve dolayısı ile asimilasyon ilk defa 1915 ile başlamıyor, 1890’lı yıllardan beri vardır ve bir çok Ermeni 1915’ten önce zaten dinini, kimliğini değiştirmiştir. Üçüncüsü, yaşanan baskı, şiddet ve katliamlardan ötürü tahminlerden de öte bir nüfusun din değiştirdiği, evlatlık alındığı veya evlilik yoluyla kimlik değiştirdiği varsayılabilir.
Dersim özgülünde sorunu ele aldığımızda resmi verilerden değil, halkımızın hafızasını esas alabiliriz. Belki hiçbir zaman Ermenilerin tam sayısını tespit edemeyiz ama Ermenilerin varlığı konusunda pek çok şey ortaya koyabiliriz. Tarih, 1938’e doğru ilerlerken Dersim’de Ermenilerin bir çok köyde hala varlığını sürdürdükleri bilinmektedir. Pülümür çevresinde, özellikle Danzik (Dereboyu) ve Gêrsuned/Gêrsunet (Ardıçlı) köylerinde Ermenilerin yaşadıkları ve bunların Alevi (Zaza) Dersimlilerden ayrı olarak 1938 yazında kırıldıklarını görgü tanıklarının anlatımlarından öğreniyoruz. Dersim’in daha iç kesimlerinde, örneğin Torut (Taşıtlı), Zımege (Zimek: Çığırlı), Halvori (Halvoriye: Karşılar), Halvorivank, Teştek (Teştege: Atadoğdu), Şine (Sin, Geyiksuyu) gibi yerleşim yerlerinde de dağınık halde varlıklarını sürdürdüklerini biliyoruz. Yine Dersim’in diğer ilçelerine bağlı bazı köylerinde de birer, ikişer Ermeni ailesinin yaşadıkları bilinmektedir. (Son olarak Dersim Sözlü Tarih Projesi kapsamında yapılan görüşmelerde ve bazı diğer söyleşilerde bu ailelerden örnekler sunulmuştur). Şimdi bu örneklerden hareket ederek, 1938’e doğru giderken Dersim’deki Ermeni nüfus hakkında bir tahminde bulunabilir miyiz?
Diyelim ki 1938’de Dersim’in yaklaşık nüfusu yüzbin kişi idi. Ermeni nüfusu, yüzde bire tekabül etse bin kişi, yüzde ikiye tekabül etse iki bin kişi eder. Denebilir ki bu oranlar ve de rakamlar, inkar edilemeyen, her kesin kabul edebileceği, kimlikleri, yerleri bilinen asgari varsayımlardır. Bir de bilinmeyen, ispatlanması mümkün olmayanlar vardır. Bunların sayısı ve oranı hakkında bir tahminde bulunmak çok zordur. Mesela evlenilen genç kız ve kadınlar ile ortada kaldıkları için evlat edinilen çocuklar vardır. Ayrıca daha 1890’lı yıllardaki baskı, saldırı ve katliamlardan beri din ve kimlik değiştirenler vardır. Bunların sayısı ve oranı tahminlerimizden de öte olabilir. Bu durumda yüzde beşten yüzde ona kadar değişinen Ermeni kökenli toplam nüfustan bahsedilebilir. Bu, hiçbir şekilde imkansız değildir. Yüzde beşlik bir oran beş bin, yüzde onluk bir oran ise onbin kişilik bir nüfusa tekabül eder. 1938’e doğru giderken, oran giderek düşmüş olabilir, bunu muhtemel sayabiliriz. Ama geriye kalan açık veya gizli Ermeni kökenli nüfusun ciddi varlığını inkar edemeyiz. Bu durumdaki Ermenilerin sayısı hakkında çok fazla bilgi ve kayıt olmayabilir. Din ve kimlik değiştirenler, evlenilen ve evlat edinilenler zaman içerinde asimile ve topluma entegre olmuşlar ve süreç içerisinde de unutulmuşlardır. Dersim yerlilerinin bunların çetelesini tuttuğunu iddia edemeyiz. Ama devlet katında belli kayıtların olması çok muhtemeldir. Aksi taktirde Yusuf Halaçoğlu, Dersimlilerin büyük bir kesiminin veya çoğunun Ermeni kökenli olduğunu iddia edemezdi. Dersimlilerin “büyük bir kesimi” veya “çoğu” pek tabii ki, Ermeni değildir. Bu koskoca bir yalandır. Ermeni milliyetçilerinin demagojik yaklaşımlarla ve Halaçoğlu ile aynı argümanlara sarılmaları, bu iddiaların doğru olduğunu göstermez. Tersine Halaçoğlu Dersimlilerin çoğunun Ermeni olduğunu söylerken, Dersimlilere düşmanlığını Ermeni düşmanlığıyla perçinlemek istemektedir. Çünkü ırkçı Türk zihniyeti için Ermeniler düşmandır. Ermeni milliyetçileri de bu yalanlara sarılarak Dersim’in çoğunluğunun Ermeni olduğunu ve böylece bir kaç Ermeni kökenliyi daha devşireceğini sanıyorlar. Dersimlilerin, “küçük” ama “önemli” bir kesiminin Ermeni olduğu pekala söylenebilir. Bu yüzde üç veya beş olabilir ama önemlidir.
06.08.2017
¹a. Mihran Pirgiç Gültekin: “Dersim köylerindeki nüfusun yüzde 75’i Ermeni’dir.” (http://dersimermenileri.blogspot.ch/2011/02/mihran-gultekin-dersim-koylerindeki.html).
b) Aram ATEŞYAN : “Doğrudur. Tunceli’nin %90’ı belki dönme Ermeni’dir.” (Bugün TV de Erkam Tufan ile Analiz program: https://www.youtube.com/watch?v=DsmJmmYR-_g).
c) Sarkis Hatsapaniyan: “Dersim yüzde bin Ermeni, yüzde yüzde değil yüzde bin Ermeni” (Aktaran: Deniz Karakaş).
². K. Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914), s. 220
³. Zülfiye Koçak, Pülümür, s. 32-33
⁴. George Aghjayan, Pülümür, s. 52-53
⁵. Mazgirt Kazası, http://mazgirt.meb.gov.tr/www/mazgirt-ilce-haritasi/icerik/24
⁶. Abdülkadir Gül, Dersim Sancağının İdari Yapısı ve İdarecileri
⁷. Erzincan, http://mimoza.marmara.edu.tr/~avni/ERZiNCAN/seluke/harita.htm
⁸. http://tercan.meb.gov.tr/www/tercan/icerik/9
⁹. G. Sasuni, Kürt Ulusal Hareketleri ve 15 yy’dan Günümüze Ermeni Kürt İlişkileri, s.163
¹⁰. N.Dersimi, Hatıratım, s. 46