Yusuf Ziya Paşa’nın Tuzağına Düşen Şeyh Hasanlu Aşiretinden Kesilen Altmış Baş.(1)
Özet
1798 yılında Erzurum Valisi Yusuf Ziya Paşa, bugünkü Dersim coğrafyası içinde bulunan Şeyh Hasanlı Aşireti liderlerini Çemişgezek’e davet etti. Otuzu aşiret reisi olmak üzere yüze yakın kişi Çemişgezek’e geldi. Gece olunca bu kişiler evlere misafir olarak dağıtıldı. Önceden yapılan plana göre bu kişilerin hepsi bulundukları evlerde katledildi. Altmış kişinin kesilen başı İstanbul’a gönderildi.
Abstract
In 1798, Erzurum Governor Yusuf Ziya Pasha invited Sheyh Hasanlu tribe leaders to Chemishgezek, which located in present-day Dersim Land. Nearly one hundred individuals, including thirty tribe leaders, came to Chemishgezek. Around night time, these people were distributed all over the village and were given accommodation in the local guest houses. As planned in advance, they were all murdered, whilst sixty of them were decapitated and their severed heads were sent to Istanbul.
Erzurum Valisi ve Keban Maden-i Hümayun Emini olan Yusuf Ziya Paşa (Kör Yusuf Ziya Paşa olarak bilinir), 1798 yılında(2), Çemişgezek’e ve civar köylerine rahatsızlık verip yol eksen Desimli ve Şeyh Hasanlı aşiretlerinin ileri gelenlerini Çemişgezek’e davet et(tir)mişti. Daveti kabul edip gelen ve büyük kısmı Şeyh Hasanlı olan ağalara ziyafet çeken Çemişgezek voyvodası, onlardan yana görünerek, akşam olunca kendilerini ikişer-üçer halde evlere misafir
Bu makale, Munzur Dersim Etnografya Dergisi’nin 2016 yılı 40. Sayıda Yayınlanmıştır.(1)
Yusuf Ziya Paşa’nın Keban Madeni Eminliği görevini üstlendiği ilk dönem Hicri 1200 (M. 1785-86) ‘dan 1213 (M. 1798-99)’a kadar, ikinci dönem ise Hicri 1224 (M.1809-10)’dan 1226 (M. 1811)’e kadardır. Bkz. Fahrettin Tızlak, Osmanlı Döneminde Keban-Ergani Yöresinde Madencilik (1775-1850), Türk Tarih Kurumu, Ankara 1997, s.58’deki dipnot. Aşağıda aktarılan –hatırattaki- olayın 1798 yılında geçtiğini hem belgelerden hem de Yusuf Ziya Paşa’nın hal tercümesinden anlamaktayız. Paşa’nın hal tercümesi için bkz. Darendeli İzzet Hasan Efendi, Ziyaname: Sadrazam Yusuf Ziya Paşa’nın Napolyon’a Karşı Mısır Seferi (1798-1802), Hazırlayan: M. İlkin Erkutun, Kitabevi Yayınları, İstanbul 2009, s. XXXI.(2)
olarak dağıttı. Kurulan tuzağı fark edemeyen ağaların hepsi gece olunca katledildi ve kesilen başları İstanbul’a gönderildi. Bu durumu, Yusuf Ziya Paşa’nın biyografisini yazan İzzet Hasan Efendi’den özetlersek, Hasan Efendi olayı şöyle anlatmaktadır:(3)
Maden-i Hümayun civarındaki Desimlu ve Şeyh Hasanlu Ekradının yerleşik oldukları Ducik (Tujik) Dağı denilen yer, etrafı yirmi günde ancak geçilebilen, taşlı ve çetin yolları olan, ormanlı ve tehlikeli bölgedir. Öncesini bilemesem de yüz senedir valilerin eli buraya ulaşamamış, alınan tedbirler hep eksik kalmıştır. Defalarca üzerlerine sefer olunmuşsa da netice alınamamış ve hezimetle sonuçlanmıştır. Yusuf Ziya Paşa Keban Madeni’ne teşriflerinden sonra, çevreye fazlasıyla zarar veren Şeyh Hasanlu cemaatini kökten söküp atmak amacıyla, “harp hiledir” hadis-i şerifine uyarak bir plan yaptı. Adı Uzun İsmail olan ve iş bitirici bir adamını, yanına da yüz kadar hizmetli vererek Çemişgezek’e voyvoda tayin etti. Uzun İsmail kendisine telkin edildiği üzere, memleketin ileri gelenlerinin yanında şöyle dedi: ‘Bu Şeyh Hasanlı Ekradı, eskiden beri halka el uzatırlarmış. Ancak benim meramım, bunların ileri gelenlerinin her birisine iyi hediyeler ve her kesin şanına uygun harçlıklar verip, kendileriyle anlaşma yapmak ve benim görevim esnasında kimseye bir zarar gelmemesine çalışmaktır’. Bu söylentiler yayıldıktan birkaç gün sonra aşirete elçiler gönderildi tüm rüesa davet edildi. Bunlar tamahkârlıklarından dolayı hemen davete icabet edip, otuz kadar kabile rüesası ve oymak kethüdası ile yetmiş-seksen kadar da yakınları Çemişgezek kasabasına, voyvoda konağına geldiler. Voyvoda kendilerine, geldikleri için çok memnun kaldığını ve kendisinden ne talepleri varsa kabul edeceğini söyleyerek, kendilerini Çemişgezek ağalarının evlerine dağıttı. Bunun için Yusuf Ziya Paşa’nın emrini göstererek kendilerini, Şeyh Hasanlıların başlarını kesmeleri için ikna etti. Zaten onlar da dünden razıydı. Her kes gidip hazırlık yaptı ve gece yarısı olunca, iki üç saat içinde yüz kadar kelle voyvoda konağına geldi. Bundan sonra birkaç sene ahaliye hiç dokunmadılarsa da sonraki yıllarda gene hasar vermeye başladılar.
( ………. )
Belge 2. Başları Kesilip İstanbul’a gönderilen altmış kişiye dair belge.
Transkripsiyonu:
Şah Hasanlu ve Dücik Ekrad-ı eşkıyaları demekle ma’ruf şekavet-pişelerin sergerde-i gürûh-bed ve
mekruhlarının ser-maktû’a-yı menhuseleri defteridir
Topuzlu oğlu Alişer
Şat oğlu Ali
Laçin oğlu Suhco?
Karganlu (Kırganlı) Mehmed oğlu Sado
Topuzlu oğlu Mehmed
Laçin oğlu İbrahim
Hınconun/Hanconun oğlu Ahmed
Horşunun oğlu Gülabi
İbrahim
Maksonun oğlu Ali
Aziz oğlu Bali
Zekonun oğlu Veli
Mahmud oğlu Mustafa
Oksüz oğlu Ali
Zivanlı/Zeyvanlı Süleyman
Arillu Hara(?)nın oğlu Bertal
Genconun oğlu İsmail
Kara Memonun oğlu İbrahim
Arillu Mustafa
Leçan (Laçin) Uşağı, Bozo
Leçan oğlu Birık
Kalanlı Çik/Çak oğlu
Müşkirekli Velinin karındaşı oğlu Salih
Küpüklü/Köpüklü Ali oğlu İbrahim
Şeyh Ömerli Ali
Maksunun emmisi Mahmud
Arilli Yusuf
Mirzonun oğlu Bertal
Ceman Yekün
( ………. )
Dr.Mehmet Yıldırım
Yazının tümü… kaynak link’de