Kâlû Belâ’dan beri başı darda, canı tehlikede olanın gelip sığındığı, hayatını sürdürdüğü bir korunaktır Dersim. Sadece insanın değil, diğer canlı hayatın da kendisini güvende hissettiği bir coğrafyadır aynı zamanda. Mealen Nuh’un gemisine benzetmemizin haklı bir karşılığı var. İki sebeple bu benzetmeyi kullanıyoruz:
Birincisi, Nuh Tufanı’ndaki gibi büyük bir tehlike altında kalması, ikincisi ise Nuh’un Gemisi misali yaşam korunağı olmasıdır Dersim’in. Yani sadece Dersim insanı için değil, kurttan kuşa, karıncadan dağ keçisine kadar, suyun, ağacın, yani tüm doğanın korunağı olarak bu gemiyi her türlü fırtınadan korumak, batmasına engel olmak boynumuzun borcudur.
İlk kere dara düşmüyoruz, ilk kere yok olmanın eşiğine gelmiyoruz. Hafızamızın 37-38 ve 94 senelerinin takvim yapraklarıyla karşı karşıya kaldığımız, yeni bir yok etme eşiğinde olduğumuzu hatırlatıyor bize. Buradan alarak imdat çığlığımızı duyma yeteneği olan herkese duyurmak derdindeyiz. Meramımız var ve biz tarihte olmadığı kadar dardayız. Dünyanın neresinde dostlarımız varsa hepsine ihtiyacımız var, ama öncelikli olarak Dersim insanının birliğine ihtiyacımız var.
Dersimli ocakzâdeler, sanatçı, yazar, akademisyen, gazeteci, iş insanları; Dersimde siyaset yapan ve Dersim halkının tercihi ile seçilen belediye başkanları, vekiller, muhtarlar, çağrımız ve ricamız hepinizedir! Bazı haller vardır ki çatışma, ayrılık kaldırmaz, vebali ağırdır ve ceremesini hem bütün bir topluluk hem de sonraki kuşaklar çeker. Sizin de farkında olduğunuz gibi böyle bir durumdayız. Halkın geçim kaynakları olan ormanlarımız, vadilerimiz, meralarımız ardı arkası kesilmeyen saldırılar altındadır. Mezarlarımız, inanç mekanlarımız, dilimiz kısacası varlığımızı oluşturan her şeyimiz gözü kararmış bir nobranlığın saldırısı altındadır. Dolayısı ile bu siyaset ve siyasi kimlikler üstü bir haldir. Halkını temsil ehliyeti taşıyan bireylerin zor zamanlarda yaptıkları-yapacakları ve yapmadıkları tarih tarafından kayda alınır. Normal zamanlarda es geçilebilecek bazı davranışlar olağanüstü koşullarda topluluğun kaderini belirler. Bu yüzden kavmimizin temsilci olarak seçtiği siz gibilerin işi de, yükü de normal zamanlarda olduğundan katbekat daha ağır olur. Bunu biliyoruz ve sizin de bildiğinizden kuşkumuz yok.
Buradan alarak sizden ricamız ve dahi çağrımız şudur:
Bütün politik farklılıkları dışarıda tutarak, köy derneklerinden belediyelere, müzisyenlerden akademisyenlere, yazarlarımızdan öğrencilerimize ve dostlarımıza bütün enerjiyi bağrında toplayan bir organizasyon kurmamıza yardım etmeniz ve bütün olanaklarınızla yanımızda olmanızdır. Sizi kendisine temsilci olarak seçen toplumumuz, böyle bir çaba içerisinde olduğunuzu gördüğünde sizi taktir edecektir. Şimdi sadece Dersim halkının dostları olarak bu saldırı karşısında birleşmek zamanıdır ve sizden ricamız bu mücadelede birleştirici olmanızdır. Bu dardan başarıyla çıkmamız, diğer yerlerde hak mücadelesi veren mazlumlara da örnek olacaktır.
Ayrıca, yıllardır her türlü asimileye boyun eğmeyi reddettiği için mezalime uğramış, ölümü tercih etmiş insan-ı kâmillerimize vefa borcumuz da hafifleyecektir böylelikle. Aksi, bizi onların mirasını yiyen sefil birer mirasyedi yapar ki, boynumuzun borcuna bir de bu utanç eklenir.