Dersim meclisi hakkında fikir beyan ederken, ya da ondan ne anladığımızı yazarken genellikle şöyle olmalı, böyle olmalı tarzında düşüncelerimizi belirtiyoruz. Nitekim bu yönde bir çok arkadaş fikrini yazdı, önerilerini sundu. Bunların çoğunu gayet makul ve kabul edilebilir buluyorum.
Fakat ben başka bir yönden bu konuda fikir belirtmek istiyorum. Dersim Meclisinin ne olması, nasıl olması gerektiği kuşkusuz önemlidir ama biz sorunu bir de tersinden ele alsak ne olur acaba?
O zaman soruyu şöyle soralım:
Dersim meclisi ne olmamalı veya dersim meclisi ne yapmamalı?
Bana kalırsa yapacaklarımızdan ziyade, zaman zaman yapmaya hakkımızın olmadığı şeyleri, yapmamamız gerekenleri; olmaması gereken eylem, örgütlenme, ilke, yol ve yöntemlerini tartışmamız çok daha can alıcı olabilir.
Soruna böyle yaklaşırsak biribirimizi daha kestirme ve kolaylıkla anlayabileceğimizi düşünüyorum.
O halde konuya gireyim…
Dersim Meclisi aceleye getirilerek kurulmamalıdır. Bunun için uzun vadeli düşünülmeli, küçük gurupsal bir yapıdan özenle kaçınılmalıdır.
Dersim Meclis Girişimi, çalışmalarını bugün iç Dersim dediğimiz, Tunceli il sınırları ile sınırlandırmamalı. Geniş anlamda tarihsel Dersim sancağı’nın sınırları dahilinde hareket ederek kapsayıcı olmalıdır.
Dersim Meclis Girişimi, bir parti veya örgüt kurmayı hedeflememeli. Merkeziyetçi olmamalı, emir-komuta tek elde toplanmamalı.
Dersim Meclis Girişimi, temsiliyet gücünü dar tutmamalı. Bu, bir gurubun veya bir fikrin sahiplerine verilmemelidir. Coğrafik anlamda ve soruna toplumsal olarak yaklaşılmalı, toplumun bir bütününün temsiliyet hakkını elinden alan fikir ve eylemlerden uzak durmalıdır.