Dersim, farklılıkları zenginlik olarak gören, bahtına düşenleri canı pahasına koruyan bir bölge. İçinde faklı grupların barınmasını sağlayan bu yaşam tarzı, Hardo Dewrêş’in hem kültürel zenginliğine katkı sunmuş, hem de çok dilli, çok etnili olmasını sağlamış.
Bir yanda Dersimlilerin demokrasi ve insan hakları mücadelesinde yer almalarına, öte yanda ise farklı örgüt ve çevrelerde mücadele ederken ‘kendi adına hareket edecek ve kendi toplumsal çıkarlarını önde tutacak söz, yetki ve karar sahibi olma’ becerisinden yoksun kalmalarına sebep olmuş. Bunu da verdikleri mücadelenin kazanımları sonucu, yani ulusların kader tayın hakkıyla elde edeceklerine inanarak yapmışlar.
Böylece ‘Dersimliler hep başkaları için var olan, ama kendileri için varlık gösteremeyen bir toplum’ olmuş.
Ve yakın tarihte, evrenselden yerele yönelen mücadelenin başarıya ulaşmasının zaman almasından kaynaklı olarak, dil, kültür, inanç ve kimlik gibi dersimi değerlerin yitip gittiğine şahit olduk. Bu durum Dersimliler arasında güçbirliğinin sağlanması ve dersimi değerlerin önceliklenmesini kaçınılmaz kıldı. Kendi siyasal kaderini serbestçe tayin etme hakkını elde etme aşamasına gelinceye kadar değerlerimizin yok olacağı, somutta yaşatabilecek değerlerden bir şey kalmayacağı bilinciyle yerelden evrensele bir mücadele öncelikledik. Gönüllü bir birlikteliğin eşit bireyleri olarak bizi ayrıştıracak ve somutumuzdan uzaklaşmamıza neden olacak teorik tartışmaları bir kenara bırakarak, ortak değerlerimizi yaşatmak amacıyla küçük de olsa karınca kararınca pratik işler yapmaya yöneldik.
Böylece Ocak 2016 tarhinde 5 kişinin imzasıyla ilk çağrı bildirisini yayınlayarak Dersim Meclisi Girişimi’ni başlatık.
“Dersimliler arasında var olan ve uzun bir zamana yayılan bir ayrışma ve kamplaşmanın yol açtığı parçalanmaya ve dağılmaya bir son vermek, sorunlarımızı birlikte ‘cemat’ edebiyle konuşmak ve çözüm yolları bulma”ya kuyulduk.
Dersim Meclisi,
- bunun ilk adımını Şubat 2016’da Zwingenberg toplantısını yaparak attı. O çağrı başlangıç itibarıyla bir girişim niteliğindeydi. Avrupa, Dersim ve Türkiye olmak üzere üç ayaklı bir örgütlenmeyi esas alıyordu.
- Daha sonra 11-13 Kasım 2016 tarihinde Almanya’nın Dortmundşehrinde Dersim Meclis Girişimi’nin 2. genel toplantısı yapıldı. Toplantı, altyapısının oluşturulması amacıyla DERSİM MECLİSİ-AVRUPA ayağının kuruluşunu ilan edip hedefine önümüzdeki süreçte DERSİM KONGRESİ’ni toplama görevini koydu.
- 30 Nisan 2017 tarihli Oppenau toplantısı ile şartlardan kaynaklı olarak Avrupa, Dersim ve Türkiye’de yapılan çalışmaların ortaklaştırılması kararı alındı.
- 09 Eylül 2017 Dersim Meclisi-Avrupa Genel Kurul Gustavsburg Toplantısı’nda tartışmaya açılan Dersim Kongresi Sözleşme Taslağı’na 08-10.12.2017 tarihinde yapılan Weinheim Toplantısı’yla son şekli verildi. Kongre Örgütleme Komisyonu ile kongre çalışmalarının ilk adımı da böylece atıldı. Kongre tarihi olarak Kasım 2018 belirledi.
Farklı örgüt ve çevrelerde mücadele eden Dersimlilerin asgari müşterekler etrafında hareket ederek, yok edilmeye çalışılan coğrafyamızın ekolojik dengesi, kültürel ve tarihi değerleri, dili-dilleri, inancı, kimlilğinin korunması ve yaşanabilir bir Dersim için birleşip birlikte hareket etmenin bir zorunluluk haline geldiği gerçeği bizleri birbirimize daha da kenetledi.
Dersim Meclisi, bünyesinde Dersim kimliği etrafında kendini Kırmanc, Zaza, Alevi, Dersimli Kürt veya Ermeni ifade eden her kesi siyasi farklılıklarına rağmen buluşturmayı hedefine koydu.
Bu da kimi zaman bir çatı örgütü olduğu şeklinde anlaşıldı. Oysa Dersim Meclisi örgüt ve kurumlardan oluşan bir federasyon veya konfederasyon değildir.
“Hiç bir siyasi partinin, akımın, örgütün, kurumun veya çevrenin güdümünde, ya da onların yönlendirdiği bir yapı değildir. Tüm kurumlara eşit mesefade durur, Dersim’e dair en küçük olumlu çabayı ve emeği önemser, teşvik eder, olanakları dahilinde destek olur ve her şeyden önce tüm bu emeklerin toplumsal değer olarak ortaklaştırılması için çaba harcar.”
Tüm bu gelişmeler ışığında savunmasız ve dağılmış olan Dersimlilerin, farklılıklarını koruyarak biraraya gelmesi, acilen güçlerini birleştirmesi, en az zararla bu koşullardan nasıl kurtulacağı tartışılarak, Dersimlilerin ortak aklının oluşturulması, Dersim’in bir temsiliyete ve özerkliğe kavuşturulması fikri ortak görüş olarak kabul edildi.
Asgari müşterekler olarak belirlenen “Dersim toplumunun acil, önemli sorunları ve talepler var. Dersim Meclisi, bu ihitiyaç ve talepler etrafında örgütlenen, bu ihitiyaç ve talepleri dile getirmek için oluşturulan, bütün kurum, kuruluş, örgüt, yapı ve şahsiyetlerle birlikte çalışmayı amaç edinmiştir. Bu amaçlar doğrultusunda yürütlen çalışmaları koordine etmeyi, birleştirmeyi, bir merkezde toplamayı, Dersim’in çıkarlarını temel alacak ortak bir akıl yaratıp, toplumsal bir konsensüs oluşturarak, onunla hareket etmeyi amaçlayan bir araca ihtiyaç vardı”.
“Dersim Meclisi bu ihtiyaca cevaben oluşturulan aracın ta kendisidir”.
Dersimi yaşanılır kılmak için, öküz altında buzağı aramaya yönelmeden, birlikte hareket etmeye ihtiyacımız var. Bu değerli çalışmaya katkı sunmak tüm Dersimlilerin görevidir.
Bütün bu güzelliklere birlikte ulaşmak dileğiyle Hızır yar ve yardımcımız olsun.
27.02.2018