DERSİM HALKINA DUYARLILIK DAVETİ
Dersim halkı duyarlı olmalıdır.
Falanca yerde devlet operasyon yaptı,Dersim halkı duyarlı olmalıdır. Falanca yerde çatışma oldu. Dersim halkı duyarlı olmalıdır. Falanca zat filanca şeyler söyledi. Dersim halkı duyarlı olmalıdır. Falanca yasa çıktı, Dersim halkı duyarlı olmalıdır. Falanca feşmekan haşnafişne… Dersim halkı duyarlı olmalıdır.
Son zamanlarda, değişik konularda okuduğum yazılarda, söz birliği etmişçesine, her kes Dersim halkını duyarlı olmaya davet ediyor.
Neymiş be şu Dersim halkı. Bir duyarlı olsa her sorun çözülecek. Sorunlar çözülmüyorsa, Dersim halkı duyarlı olmadığı içindir sanki.
Ey Dersim halkını duyarlı olmaya davet eden feşmekanlar; bir halkın, duyarlılığıyla sizin ardınızdan yürümesi için, sözlerinize biat etmesi için ne yaptınız? Biriniz deyin ki “Dersim halkını duyarlılığa davet ediyorum, sözümü dinlesinler çünkü Dersim halkına şunu verdim”. Deyin ki “şu yaptıklarımdan ötürü, Dersim halkından bu duyarlılığı istemeye hakkım var”.
Falan feşmekanlar, biliyor musunuz; tarih boyunca Dersim halkının topraklarından bedenlerine kadar, fiziki olan, elle tutulan, piyasada ve siyasette paha eden her şeyleri sömürüldü. Sömürülmeyen ne kaldı biliyor musunuz; duyguları ve umutları… Onu da sizler tüketiyorsunuz, farkında mısınız?
Kutsallarını değersizleştirdiniz yıllarca. Dalga geçtiniz, küçümsediniz… Gün geldi, elinizde bir şey kalmayınca, o kutsallara sarılmaya başladınız. Öyle bir sarılma ki; sadece araçsallaştırarak iyice değersizleştirdiniz. Festivallerinizden, tatillerinize kadar, sözüm ona kutsal dediğiniz gözeleri çöp yığınına dönüştürdünüz. Hiç baktınız mı o halka, o gözelerdeki duruşları, yürüyüşleri, hal ve hareketleri nasıl, sizinki nasıl?
İçinize sinmiş kapitalist tüketim alışkanlıklarını tüm değerler üzerinde tatmin ettiniz. Halkın büyük bir saygıyla gittikleri mekanları sizler, tam da kapitalizmin size öğrettiği – sindirttiği gibi, tüketilecek turistik alanlara dönüştürdünüz. O halkın, duyarlı olmaya davet ettiğiniz o halkın inancını, felsefesini alıp kiminiz entelektüel, kiminiz yobaz, kiminiz siyasi rantlarınıza, egolarınıza malzeme ettiniz.
Vaat ettiğiniz gelecek, Dersim halkının düşlediği gelecek değil. Mekanlara gidiş tarzınız, Dersim halkının gidiş tarzı değil. İletişiminizdeki literatür, Dersim halkının literatürü değil. Anladığınız ve anlattığınız inanç, Dersim halkının inancı değil. Hele siyasetiniz, Dersim halkının siyaseti hiç değil.
Neyin kafasındasınız? Ne yiyip, ne içtiniz de böylesine bir özgüven patlaması yaşıyorsunuz? Kendi tükenmişliğinizi Dersim halkının umutlarıyla, canlarıyla, kanlarıyla gidermeyin. Edep edinin.
Bir halka bir şey vermeden bir şey istemeyin. Bu tavırlarınız, bu izansızlığınız eritip bitirdi hepinizi. İsteğinize cevap aldığınızda göklere çıkardığınız, isteğinize cevap alamadığınızda yerden yere vurduğunuz Dersim halkının yakasından çekin elinizi.
Huzur içinde yaşamasına izin vermediğinize, huzur içinde ölmeyi de çok görmeyin.